uzun yıllardan beri bu blogu takip edenler çok iyi biliyor ki sevgili Emre Erdemoğlu'nun hemen hemen koleksiyonu mutlaka giyiniyorum.
ayarıca erkek modası tasarımcısı denince en sevdiklerimin başında gelir kendisi...
onun tasarımları içinde başka bir hikayede buluşuyorum nedense ve kendimi çok çok iyi hissediyorum hem taşımaktan hem de tasarımlarının ruhuyla bütünleşmekten.
geçtiğimiz haftalarda da gene onun tasarımından bu kombini yaptım ve bol bol poz verdim!
nasıl olmuş?
Ayrıca bir de video çektik altta onu da altta izleyebilirsiniz.
Bu arada üzerimdeki ceketi geçen sene sanırsam harbiye konserinde Kenan Doğulu giymişti ;)
Ceket: Emre Erdemoğlu
Deri Pantalon : Les Benjamins
Ayakkabı: Premiata
Herkese merhaba, geçtiğimiz hafta sizinde bildiğiniz üzere İstanbul'da moda rüzgarı esti!
Özellikle ben ve benim gibi moda blogger'ı olan arkadaşlarım için çok ama çok önemlidir İstanbul'da moda haftası!
- ama şunu belirtmek isterim ki bu seneki moda haftasının benim için çok çok önemli bir yeri oldu! Nedeni ise; yıllar önce aynen bu şekilde blog yazmaya başlayıp o defile senin bu defile benim koşturduğum dönemlerde hissettiğim o güzel duyguları hissettim yine..
Yıllar geçtikçe insan özlüyor doğal olarak ilk heyecanları, belki de öyle birşeydi kim bilir?
Neyse uzatmayacağım ve moda haftası ile ilgili açılış yazımı da sevgili Emre Erdemoğlu ile yapacağım.
Nedenini ise altaki instagram paylaşımımdan okuyabilirsiniz.
Gelelim canım Emre Erdemoğlu'nun koleksiyonuna..
Her defasında mükemmel koleksiyonları ile sadece beni büyülemediğinin farkındayım bunu arkadaşım olduğu için de demiyorum tabii ki, bunu her koleksiyonu nasıl titizlikle hazırladığını, ne emek verdiğini ve moda anlamında ileri görüşünü bildiğim için söylüyorum.
Emre Erdemoğlu’nun 2018 Sonbahar/Kış Koleksiyonu'nun adı "Kurşun Asker",
Tüm detaylarda kurşun asker figürünü ve hikayede geçen diğer ana karakterleri telkırma nakış ,baskı ve dokuma tekniği ile koleksiyonunun bütününde kullanmış.
Her sezon farklı karakterleri koleksiyonlarında gördüğümüz Emre, bu sezon da çocukluğumuzun romanını farklı bir anlatım şekliyle sunuluyor.
Askeri formların sokak stiliyle birleştirildiği bu koleksiyona ben bayıldım.
Oversize formda kabanlar, print desenli kimonolar, röpteşambır formlar, tel kırma nakışlı military ceketler,jilet görünümlü temiz bitimler, uçuşan trençkotlar ,lila rengi uzun el örmesi saçaklı kemerlerde filede sıkça karşılaştığımız detaylar arasındaydı.
Şimdi sizi fotoğrafları ve yukarıda bahsetmiş olduğum instagram paylaşımımla başbaşa bırakıyorum.
Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi ()
Herkese merhaba!
Yine, yeni, yeniden Milano sokaklarından bir post ile karşınızdayım. Milano'da geçirdiğimiz günler boyunca birçok koleksiyonu yakından gördüğümü bir önceki postumda yazmıştım. Sırasıyla yoluna koyup sizlerle buluşturmak için inanın ki ben de sabırsızım fakat şu aralar geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı biraz yavaştan almak zorundayım.
Umarım bunun için affınıza sığına bilirim.
Konu duygularını satırlara dökmeye gelince bunu iyi başarabiliyorum sanırım fakat bu rahatsızlık verip vermediği konusunda bir fikrim de yok. Eğer öyleyse lütfen bana geri dönüş yapın olur mu?
Her neyse..
Biraz uzattım galiba :) Milano'da oradan oraya koşuşturken muhakkak kendi stilimden de ödün veremezdim. Her daim çok şık giyinmesem de muhakkak özen göstermeye çalışıyorum. Stilim konusunda sizlere ilham oluyor muyum bilmem ama genel olarak ruhuma yakışanı tercih ediyorum bu yüzden de kimine göre iyi kimine göre ise kötü olabilir.
Genelde tercihimi siyahtan yana kullandığım için hazırlanıp dışarı çıkmam bir o kadar kolay oluyor! Hatta bir patiye veya davete giderken üzerime geçirdiğim bir ceket ile tüm günü kurtarabileceğine inanlardayım.
Francesco'yu İstanbul'a davet etmemin amacı gerçekleşecek olan İstanbul moda haftasıydı, fakat yaşanan üzücü olaylar nedeni ile iptal edilen organizasyon dolayısı ile bizde İstanbul'da bolca turistik gezi yaptık. 8. İSTANBUL MODA KONFERANSI ve THE CORE konferans ve fuaraları gezdik.
Koleksiyonları podyumda değil ama bir çoğunu The Core'da gördük göremediklerimizi ise tasarımcıların kendi showroom'larını ziyaret ederek inceledik.
Bu işe başladığımdan beri özenle ve büyük bir titizlikle Türk modasını gerçekten dünyaya taşıma niyetinde olduğumu bir çoğunuz biliyordur diye düşünüyorum.
Bu sebepten dolayı özellikle yurtdışı bağlantılarımı çok güçlü tutmaya özen gösteriyorum.
Bu yolda yürürken inanın ki başka bir hedefim olmadı ülkemi en iyi şekilde nasıl gösteririm diye oldu tüm çabalarım.
Ve bu yolda ufak bir adım olsa da biraz ilerleyebiliyorsam ne mutlu bana!
Her daim Emre Erdemoğlu
Francesco'nun burada olduğu zaman diliminde özellikle Türkiye'ye gelmeden önce koleksiyonlarını görmek istediği isimdi Emre Erdemoğlu!
Bu sebeple bir günümüzü de sevgili Emre'nin koleksiyonlarını görmeye adadık. Üzerimde gördüğünüz kombini aslında İstanbul Moda Haftası'n da giyecektim fakat ne yazık ki burada görmek nasip oldu.
Ocak ayında gerçekleşecek Milano moda haftasında özellikle Emre Erdemoğlu ile ilgili çok güzel süprizlere de şimdiden hazırlıklı olmanızı isterim.
Ayrıca konuştuğum tüm tasarımcılardan çok güzel haberler aldığımı size söylemem gerekiyor!
Önümüzdeki ay hemen hemen tüm tasarımcıların muhteşem showları olacak göremediğimiz showların hepsini sizinle payalaşacağımı bilmenizi isterim.
Bu arada güzel bir süprizim de olacak artık Francesco bu blog'ta yazacak!
Dünya modasını kendi yorumu ve gözüyle burada bizimle paylaşacak, takipte kalın!
Özellikle yurtdışı seyahatlerim dolayısı ile postlarımı ne yazık ki geç paylaşabiliyorum. Geçtiğimiz iki hafta öncesinde Emre Erdemoğlu'nun "Penguin" koleksiyonu tanıtımı için Berlin Fashion Week'e yolumuzu uzattık.
Uzattık diyorum çünkü benimle beraber yaklaşık 20 kişilik bir gurup ile hareket ettik.
Pegasus havayolları sponsorluğunda gerçekleştirdiğimiz İstanbul- Berlin uçuşumuz sonrasında yine sponsorumuz olan Titanic Deluxe Hotel Berlin'e doğru yol aldık. Burada sadece defileden bahsetmek değil amacım! Berlin Fashion Week çıkarmasında yaşadığımız o heyacanlı defilenin yanı sıra geçirdiğmiz güzel 3 günü size anlatmak için sabırsızlanıyorum
Otelimiz gerçekten şehrin tam merkezinde tüm Berlin'de görmek isteyeceğimiz her yere yakın olması bizim için özellikle bir avantajdı! Bu sayede hem ilk kez ziyaret ettiğim şehri görebilecek hem de orada olmanın hakkını vereceğim için gerçekten mutluydum.
Berlin'e adım atar atmaz ilk olarak oranın en meşhur yerlerini gezmekle yetindik. İlk durağımız 1700 yılları ortasında Johann Boumann tarafından barok tarzında inşa edilen Berlin Katedraliydi... Bu büyülü katedralin bahçesinde çimenler üzerinde vakit geçirmek inanılmaz derecede iyi geldiğini söyleyebilirim. Sonrasında biraz daha şehrin içerisine dalarak meşhur Alman biralarının ve mükemmel lezzetli olan çöreklarin tadına bakmadan olmazdı tabii ki...
Şehir turumuzdan sonra kendimizi biraz dinlenmek için otel odasına attık sonrasında Titanik Hotel'in organize ettiği akşam yemeği için alt katta bulanan Beef Grill adındaki restoranda keyifle yemeklerimizi yedikten sonra gecenin tadını çıkarmak için yine sokak aralarına daldık!
Berlinde yaşayanlar cidden eğlenmeyi biliyor!
Gece hayatının çok renkli olduğunu bildiğim Berlin'i birde ben doğruladım diyebilirim. Gördüğüm şu ki ; oradaki herkes eğlenmesi son derece iyi biliyor!
Yorucu ama keyifli gece gezmesi sonunda sabaha yakın bir saatlerde odamıza çekilip biraz da olsa dinlendik ki kesinlikle bunu yapmamız lazım dı, yarın çünkü büyük gündü!
Emre Erdemoğlu - Penguin
Ertesi gün hem Emre hem de bizim için çok heyecanlı bir gündü. Malum Emre'nin ilkbahar - yaz 2015 koleksiyonu Berlin Fashion Week'te sergilenecekti! Ve ne şanslıydım ki ben de onunla ve orada olan diğerleri kadar heyecanlıydım.
Herzaman diyorum bu adam işini biliyor! Emre Erdemoğlu koleksiyonları her zaman içimi kıpır kıpır ediyor. Kullandığı kumaşından tutunda baskısına kadar herşey o kadar özel ki hepsini giymemek için inanın ki ben kendimi zor tutuyordum.
Bir önceki postumda da gördüğünüz gibi yeni koleksiyon penguin'den bir parçayı günler öncesinden kapmıştım bile::)
Neyse çok uzattım farkındayım! Ama burada samimi olup olup biten herşeyi yazmak ve hissederek analatmak için blog tutuyorum.
Her neyse defile öncesinde her zamanki gib,i kendimi yine backstage'e attım. Her daim o kargaşayı çok seviyorum. Yapılan provalar, sevgili Öner'in titiz çalışması, Emre'in heyecanı modeller kıyafetler ve giydiriciler herkez öyle güzel işini yapıyordu ki sanki bir şarkının notaları gibi nağme nağme işleniyordu...
Her neyse bir kaç kare sizin için yakaladım onlar ve diğer anlattığım herşey altta fotoğrafalarda bakın lütfen.
Defile alanına geçtiğimde şova sadece saniyeler kalmıştı. Bir taraftan en güzel kareyi yakalamak diğer taraftan da biraz da olsun video çekmek için hazırlığımı yapmaya başladığımda neredeyse defile de başlamıştı.
Defile ile ilgili ufak video altta geri kalan herşey o kadar güzeldi ki tüm basın Emre'den bahsederken bana söz kalmadı dersem yeridir!
Hepinize güzel günler dileyerek geri kalan herşeyi altta paylaşıyorum.