Francesco'yu İstanbul'a davet etmemin amacı gerçekleşecek olan İstanbul moda haftasıydı, fakat yaşanan üzücü olaylar nedeni ile iptal edilen organizasyon dolayısı ile bizde İstanbul'da bolca turistik gezi yaptık. 8. İSTANBUL MODA KONFERANSI ve THE CORE konferans ve fuaraları gezdik.
Koleksiyonları podyumda değil ama bir çoğunu The Core'da gördük göremediklerimizi ise tasarımcıların kendi showroom'larını ziyaret ederek inceledik.
Bu işe başladığımdan beri özenle ve büyük bir titizlikle Türk modasını gerçekten dünyaya taşıma niyetinde olduğumu bir çoğunuz biliyordur diye düşünüyorum.
Bu sebepten dolayı özellikle yurtdışı bağlantılarımı çok güçlü tutmaya özen gösteriyorum.
Bu yolda yürürken inanın ki başka bir hedefim olmadı ülkemi en iyi şekilde nasıl gösteririm diye oldu tüm çabalarım.
Ve bu yolda ufak bir adım olsa da biraz ilerleyebiliyorsam ne mutlu bana!
Her daim Emre Erdemoğlu
Francesco'nun burada olduğu zaman diliminde özellikle Türkiye'ye gelmeden önce koleksiyonlarını görmek istediği isimdi Emre Erdemoğlu!
Bu sebeple bir günümüzü de sevgili Emre'nin koleksiyonlarını görmeye adadık. Üzerimde gördüğünüz kombini aslında İstanbul Moda Haftası'n da giyecektim fakat ne yazık ki burada görmek nasip oldu.
Ocak ayında gerçekleşecek Milano moda haftasında özellikle Emre Erdemoğlu ile ilgili çok güzel süprizlere de şimdiden hazırlıklı olmanızı isterim.
Ayrıca konuştuğum tüm tasarımcılardan çok güzel haberler aldığımı size söylemem gerekiyor!
Önümüzdeki ay hemen hemen tüm tasarımcıların muhteşem showları olacak göremediğimiz showların hepsini sizinle payalaşacağımı bilmenizi isterim.
Bu arada güzel bir süprizim de olacak artık
Francesco bu blog'ta yazacak!
Dünya modasını kendi yorumu ve gözüyle burada bizimle paylaşacak, takipte kalın!
Sevgiler,
Onur Erol
Herkese merhaba, blog yazmaya başladığımdan bugüne kadar sizde farkediyorsunuz ki çok fazla sayıda kombin ile karşınızda oldum. Bu kombinler yıllar içerisinde değişsede hepimizin kesinlikle bir tarzı ve stili var. Özellikle geçtiğimiz İstanbul moda haftasında ve bu yıl ki yurtdışı moda haftalarında kendi tarzım ile karşınızda olmayı istedim.
Bir çok kişi bana özellikle şu soruyu soruyor!
Sizi kim giydiriyor ve nereden alışveriş yapıyorsunuz?
Ben bu soruların cevabını burada şu şekilde cevaplamak istiyorum.
Özellikle beni giydiren ve kombinlerimi oluşturan herhangi bir kişi veya bir marka yok.
Kombinlerimi herhangi bir mağazadan veya tasarımcıdan aldığım ürünlerle kendim yapıyorum.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki hiç bir kombini öncesinde giyip denemiyorum. :)
Giyeceğim parçaları öncelikle kafamda birleştiriyorum ve o şekilde kombinliyorum.
Fotoğraflarda da gördüğünüz kombin ise yine aynı şekilde oluştu. Son derece basit bir sweatshirt'ü altına kısa kumaş pantolon ve klasik bir ayakkabı ile birleştirip bu kombini dikkat çekici hale getirmek işi ise sadece çoraplarla olması gibi...
Sıradan, basit ama keyifli bir kombin değil mi sizce de?
Sweatshirt: Puma
Pantolon : LaSalle Collage ( özel tasarım)
Ayakkabı: Deichmann
Gözlük : Gentle Monster
Sırt Çantası: Pull & Bear
Herkese merhaba,
Yaz günü neyin nesi bu sweatshirt demeyin sakın! Ben gerçekten bunu görünce aşık oldum desem yeridir. Mağaza vitrinlerini yeni sezon ürünleri süslemeye başladığı bu günlerde indirim reyonlarına sakın göz atmadan geçmeyin derim. üzerimde gördüğünüz bu muhteşem sweatshirt'ü de aynen bahsetmiş olduğum gibi çok çok ucuza indirim koleksiyonundan aldım. işte bazen araştırmak ve karıştırmak gerekiyor özel ve güzel birşeyleri bulmak için. Şimdi ben izninizle başka bir keşif için kaçıyorum markalar en altta yazıyor. sevgilerimle Onur :))
Sweatshirt - ZARA // shorts- TOPMAN
Hepinize merhaba,
Evet uzun bir ara oldu, nedeni tahmin edeceğiniz üzere son günlerde yaşadığımız gezi parkı olaylarındandır.
Geçtiğimiz 20 gün boyunca hayatın başka bir yüzünü, ötekileştirdiğimiz kendimizi, çıkarsız sevgiyi, sonsuz güveni ve en önemlisi birlik olmayı gördüm.
Gezi parkı ile alakalı gözlemlerimi anlatan uzunca hikayemi anlatacağım bir post, kitap veya başka bir şey çıkar kesinlikle, kısa kısa kesip atabileceğim bir gözlem olmadığından ve şu an için çok erken diye düşündüğümden başka bir zamana atmayı uygun buldum :))
Geçtiğimiz günlerde yeni çıkacak bir dergiye (lvariete) babalar günü için birkaç sayfa hazırlamamı istemeleri üzerine bende kolları sıvayıp çalışmaya başladım ve ortaya bu kareler çıktı umarım sizde beğenirsiniz.
Bu karelerin çıkmasında beni kırmayıp kamera karşısına geçen Vehip Tulga Tuncay ve Adem Yılmaz'a ayrıca her zaman mükemmel karelerin sahibi Ayşe Ebru Yardımcı'ya Teşekkür ediyorum.