Herkese selam!
Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Milano moda haftasında Claude Bernard ile hem zamana ayak uydurdum hem de kendi stilimi birbirinden dikkat çekici saatleri ile tamamladım.
"Paranın satın alabileceği en iyi kol saatleri." sloganıyla, günümüzdeki şekliyle 42 yıldır üretilen, ancak 450 yıla uzanan köklü bir geçmişe sahip olan Claude Bernard büyük ustalıkla İsviçreli ellerinden çıkıyor.
Zarafetiyle ve kalitesiyle yüzlerce yıla dayanan geçmişini günümüzle birleştirmeyi başaran, her biri kendine has bu muhteşem tasarımlara sahip saatler ile oluşturduğum kombinlerimi burada görebilir veya daha fazla modeller için markanın resmi instagram adresi @claudebernardtr veya www.tempussaatcilik.com'dan inceleyebilirsiniz.
Herkese merhaba, blog yazmaya başladığımdan bugüne kadar sizde farkediyorsunuz ki çok fazla sayıda kombin ile karşınızda oldum. Bu kombinler yıllar içerisinde değişsede hepimizin kesinlikle bir tarzı ve stili var. Özellikle geçtiğimiz İstanbul moda haftasında ve bu yıl ki yurtdışı moda haftalarında kendi tarzım ile karşınızda olmayı istedim.
Bir çok kişi bana özellikle şu soruyu soruyor!
Sizi kim giydiriyor ve nereden alışveriş yapıyorsunuz?
Ben bu soruların cevabını burada şu şekilde cevaplamak istiyorum.
Özellikle beni giydiren ve kombinlerimi oluşturan herhangi bir kişi veya bir marka yok.
Kombinlerimi herhangi bir mağazadan veya tasarımcıdan aldığım ürünlerle kendim yapıyorum.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki hiç bir kombini öncesinde giyip denemiyorum. :)
Giyeceğim parçaları öncelikle kafamda birleştiriyorum ve o şekilde kombinliyorum.
Fotoğraflarda da gördüğünüz kombin ise yine aynı şekilde oluştu. Son derece basit bir sweatshirt'ü altına kısa kumaş pantolon ve klasik bir ayakkabı ile birleştirip bu kombini dikkat çekici hale getirmek işi ise sadece çoraplarla olması gibi...
Sıradan, basit ama keyifli bir kombin değil mi sizce de?
Sweatshirt: Puma
Pantolon : LaSalle Collage ( özel tasarım)
Ayakkabı: Deichmann
Gözlük : Gentle Monster
Sırt Çantası: Pull & Bear
Kahve ve yeşil tonlarını gerçekten çok seviyorum. Milano moda haftası kapsamında dördüncü kombinimi yine bu tonlarda seçtim. Kombinimde dikkat çeken detay ise şüphesiz çiçek desenli pantolonum.
Gözlük: Gentle Monster
Ceket: Altınyıldız
Gömlek: Emre Erdemoğlu
Pantolon: Zara
Ayakkabı: Deichmann
Herkese tekrardan merhaba, şu aralar postları yavaş giriyorum evet! Aşırı yoğun geçen iş ve projelerden kaynaklandığını size söylemem gerekiyor sanırsam. Her neyse yazılmayı bekleyen postların olması en azından iyidir deyip öyle avutsam da kendimi geç kalmışlığın nedeni yüzünden bir o kadar da kızıyorum kendime emin olun.
Milano'da fotoğraf makinesinin azizliğine uğradığımdan dolayı fotoğraf kalitesini beğenmediğim postlardan birini yazıyorum şu an! Öncelikle bunun için sizden özür diliyorum. Ama bir sürü kareden en azından kurtarabildiğim bu 3-5 fotoğrafı burada paylaşmasam da çok ayıp olur diyerek karşınızdayım. Umarım bunun için bana kızmazsınız.
Sweatshirt & Deri kısa pantolon ve Çanta
Les Benjamin
Gözlük
Gentle Monster
Sneakers
Deichmann
Saat
Claude Bernard

Herkese tekrardan merhaba, Milano Moda Haftası'nın ikinci outfit'i ile karşınızdayım. İkinci gün ilk güne göre daha çok eğlendim. Her defasında sıkça Türkiye'de de buluşmuş olduğum İtalyan bloggerlar Laura Comoli ve Roberto de Rosa ile defile sonrası karşılaştık,eğlendik ve bolca şakalaştık bu sanırsam fotoğraflara da bi hayli yansıdı :).
Herkese mutlu, umutlu ve bolca sağlıklı bir gün dilerim. Bir sonraki post da görüşmek üzere...
Onur Erol


