Hepinize merhaba, İstanbul'da soğuk geçen ekim ayının tam tersi gibi Kasım...
Havanın daha soğumasını beklerken bir bakıyorsunuz bahardan kalma günlük güneşlik bir hava ile karşılaşıyorsunuz.
Bu yüzden ben de normal olarak ne giyeceğimizi tam olarak bilemiyoruz. Her an değişen havaya uyum sağlamak hem üşümemek hem de sıcaktan bunalmamak için doğru kombinlemeyi elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum.
Bu postumdaki kombin de tam da bu garip İstanbul havasına hitap ediyor. İçinde kısa kollu örme triko, altında gri - yeşil tonlarının hakim olduğu pantolunum, üstümde ise mevsime meyadan okuyan en büyük yardımcım taba renkli kabanım.
Burada stilimi tamamlayan detaylar ise şüphesiz ayakkabım ve ayakkabıya eşlik eden zıt renkli yeşil çoraplarım. Umarım siz de bu kombinimi beğenmişsinizdir.
Bu arada ben de yoğun olarak SnapChat'teyim! takip etmek isterseniz Onurollstyle yazmanız yeterli!
Bu blog yazısında aslında bu fotoğraf karelerinden daha iyileri olacaktı fakat ufak bir dalgınlık ile ben onların hepsini silebildim.
Kurtarabildiklerim ise sadece bunlar bu yüzden demek ki gecenin saat 03:30'unda post yamamam gerekiyormuş:)
Her neyse üzerimdeki kombin tahmin edeceğiniz üzere Emre Erdemoğlu imzalı ve geçtiğimiz haftalarda +Francesco Bartesaghi ile yaptığımız çekimler sonucunda sizin karşısınıza çıkıyor.
Hepinize sevgi dolu günler,
Onur Erol
Mudo FTS64 x Maid In Love
Hepinize merhaba, geçtiğimiz haftalarda Mudo FTS64 x Maid In Love sonbahar- kış koleksiyonu Lucca'da güzel bir event ile tanıtıldı.
Evente davetiyem ile gelen koleksiyondan bu harika sweatshirt ile gittim.
Hande Çokrak imzalı Maid In Love işbirliği ile tasarlanan Maid In Love x Mudo FTS64 “Born to be wild” kapsül koleksiyonu, 21. YY kadınlarının asi, güçlü ve çılgın duruşundan esinleniyor.
Her dönemin şarkılarına ve filmlerine konu olan bu tema bu kez Maid in Love’ın karakteristik çizgisiyle birleşiyor. Çift taraflı laminasyon kumaşlar üzerinde ateş grafikler, kalpler içinden çıkan el ve yumruk illüstrasyonları ile anlatılıyor.
Kontrast renkte kullanılan zebra, leopar ve kamuflaj dijital baskılar, kadınların içgüdüsel asi ruhunun dışa vurumu ve doğaya dönüşünü çağrıştırıyor.
Rahat giyilebilir kalıpların ve unisex parçaların yer aldığı koleksiyon, renkli ve dinamik sokak stilinin öne çıktığı ceket, kaban, sweatshirt, pantolon, kazak, etek gibi 36 parçadan oluşuyor. Ateş figürlü postal, sloganlı sırt çantaları ve koleksiyon desenlerinden örülmüş bereler koleksiyonun tamamlayıcı aksesuarları olarak göze çarpıyor.
Maid In Love x Mudo FTS64 “Born to be wild” kapsül koleksiyonu seçili Mudo mağazaları ve mudo.com.tr’de bulabilirsiniz.
Ölüm gibi soğuk yalnızlığım; aşkın peşinde ne kadar koşarsam koşayım hayalini kovalamak ne kalbimi ne de bedenimi ısıtmaya yetmiyor. Aşk için herşeyi yapmaya hazırken nasıl bir gurur ya da korkuydu seni kaybetmemi sağlayan, asla söyleyemediklerim... Ya da en uygun anda dokunmamı engelleyerek beni geride bırakan o görünmez duvardı belki de aramıza ördüğüm... Ya da kibirli konuşmalardı, karanlığımdan çıkıp seni tokatlayan... Aşk için herşeyi yapmaya hazırken, şimdi kendi sonsuzluğumda hapsoldum, hayalin gardiyan.. İçimdeki canavarı ne kadar cezalandırsam da boş; kanım soğuk akıyor, artık yokluğunun bıçak darbeleri bile acıtamıyor donuk kalbimi, gözlerimdeki yaşlar senin hayalini yansıtan kristallere dönüştü, sen yoksun... Kendimi unutana kadar koşup, kış güneşinde yıkılıyorum; seni unutamıyorum! Öfkeden deliye dönüyor, çevremde ne varsa parçalayıp yok ediyorum içimdeki canavar susar diye ama nafile çünkü o canavarı besleyen hayalin bayram yapıyor her güzellikte... Derken kapı çalıyor, cehennemimden çıkıp kapıyı açıyorum, "şeker mi oyun mu?" diyor kostümlü çocuklar, sekerlerini verip yolluyorum. Aynaya bakıyorum, kendimi göremiyorum! Vampirliğimi bile unutmuşum.. Taze kana ihtiyacım var, evden çıkıp ölümlülerin arasında kayboluyorum... Onlar benden, ben senden bi haber. Bir cadılar bayramı daha kutlanmaya devam ediyor.Cadılar bayramınız kutlu olsun.
*****
My loneliness is cold as death; no matter how much I run after your love, chasing your dream is not enough to warm neither my heart nor my body. While I was ready to do everything for love, what kind of pride or fear it was that made me lose you, the things that I never dared to say... Or maybe it was the invisible wall that I built between us which made me leave behind by holding me back from touching you at the right moment. Or it was the arrogant conversations that came out of my darkness and slapped you... While I was ready to do everything for love, now I am trapped in my own infinity, the image of you is my warden... No matter how much I punish the monster inside me, it is in vain; my blood runs cold, even the knife strikes of your absence can't hurt my frozen heart now, the tears in my eyes turned into the crystals that reflect your image, yet you are not here... I run until I forget myself, I come down under the winter sun; I can't forget you! I go berserk, I destroy everything around me in case the monster inside me becomes silent but it is in vain because your image that feeds that monster feasts in every beauty... In the meantime the doorbell rings, I get out of my abyss and open the door, "Trick or treat?" says the children in costume, I send them away with candies. I look at the mirror, I can't see myself! I even forgot my vampirism... I need fresh blood, I get out of the house and dissappear among the mortals... They are unaware of me, I am unaware of you, another Halloween is continued to be celebrated.
Francesco'yu İstanbul'a davet etmemin amacı gerçekleşecek olan İstanbul moda haftasıydı, fakat yaşanan üzücü olaylar nedeni ile iptal edilen organizasyon dolayısı ile bizde İstanbul'da bolca turistik gezi yaptık. 8. İSTANBUL MODA KONFERANSI ve THE CORE konferans ve fuaraları gezdik.
Koleksiyonları podyumda değil ama bir çoğunu The Core'da gördük göremediklerimizi ise tasarımcıların kendi showroom'larını ziyaret ederek inceledik.
Bu işe başladığımdan beri özenle ve büyük bir titizlikle Türk modasını gerçekten dünyaya taşıma niyetinde olduğumu bir çoğunuz biliyordur diye düşünüyorum.
Bu sebepten dolayı özellikle yurtdışı bağlantılarımı çok güçlü tutmaya özen gösteriyorum.
Bu yolda yürürken inanın ki başka bir hedefim olmadı ülkemi en iyi şekilde nasıl gösteririm diye oldu tüm çabalarım.
Ve bu yolda ufak bir adım olsa da biraz ilerleyebiliyorsam ne mutlu bana!
Her daim Emre Erdemoğlu
Francesco'nun burada olduğu zaman diliminde özellikle Türkiye'ye gelmeden önce koleksiyonlarını görmek istediği isimdi Emre Erdemoğlu!
Bu sebeple bir günümüzü de sevgili Emre'nin koleksiyonlarını görmeye adadık. Üzerimde gördüğünüz kombini aslında İstanbul Moda Haftası'n da giyecektim fakat ne yazık ki burada görmek nasip oldu.
Ocak ayında gerçekleşecek Milano moda haftasında özellikle Emre Erdemoğlu ile ilgili çok güzel süprizlere de şimdiden hazırlıklı olmanızı isterim.
Ayrıca konuştuğum tüm tasarımcılardan çok güzel haberler aldığımı size söylemem gerekiyor!
Önümüzdeki ay hemen hemen tüm tasarımcıların muhteşem showları olacak göremediğimiz showların hepsini sizinle payalaşacağımı bilmenizi isterim.
Bu arada güzel bir süprizim de olacak artık Francesco bu blog'ta yazacak!
Dünya modasını kendi yorumu ve gözüyle burada bizimle paylaşacak, takipte kalın!