onur erol
  • ANASAYFA
    • HOME
  • ARSİV
  • MAIL GÖNDER
  • BENİ TAKİP ET
    • INSTAGRAM
    • YOUTUBE
    • FACEBOOK
    • TWITTER



Roma  denince herkesin aklına muhakkak geçmişten günümüze gelen tarihi yapılar geliyor.
Belki de bu yüzdendir ki dünyadaki en çok turist ağırlayan şehirlerin başında geliyor Roma...
Ama Roma'da sanat sadece müzelerde veya sokakta gördüğümüz ünlü kişilerin eserlerinden ibaret değil. 
Birçok İtalyan ve uluslararası sanatçı, son birkaç yılda büyük ve küçük sokak sanat eserlerini, siyah-beyaz ve renkli olarak sokakları kapladılar ve bir zamanlar yarı terk edilmiş sanayi bölgelerini ya da çevredeki mahalleleri gerçek müzelerde dönüştürüp şimdi ise Roma'nın en güzel sokakları haline getirdiler. 
Artık galerilerde nadir bulunan bu eserler gökyüzü ile buluşup gezenleri büyülü bir dünyaya kapı aralıyor.  


Bir önceki postumda da bahsetmiş olduğum gibi Roma'nın bana göre en güzel bölgesinde ikamet ediyorum.
Nedeni ise benim gibi sanata düşkün olan biri için galiba:)
İşte bu yüzden yaşadığım semt San Lorenzo sokakları Grafiti ile ünlü. 
Fakat sadece yaşadığım bölge değil aslında Roma'daki sokak sanatının başlayıp canlanması kentin güneydoğu kesimindeki Quadraro gibi popüler mahalle de tarafından başlıyor ve sırasıyla Ostiense, Testaccio olarak başlayı San Lorenzo'da bitiyor.
Şu ise Roma'nın 150 sokağında 300'den fazla sokak sanatı çalışması var. Bu çalışmalar sadece bu bahsetmiş olduğum yerlerde değil  hemen hemen Roma'nın yer yerinde görmek mümkün. 
İşte size Roma'daki en iyi duvar resimlerini nerede bulacağınızın cevabı! 


Sokak Sanatı için Roma: Nereye Gidilir?
1. Quadraro
Quadraro, Muro projesi sayesinde bir yeniden doğum dönemi geçiriyor. (Museo Urbano Roma), sokak sanatçısı David Daivù Vecchiato'nun yaratılması. Daivù, sokak sanatçıları ve mahalle insanları arasındaki diyalog sayesinde alttan sübvanse edilmeyen bir projedir. Bölgenin sokak sanatı devresi Quadraro-Porta Furba Metro durağında başlıyor ve Via dei Corneli, Via dei Lentuli ve Largo dei Quintili gibi birkaç sokak alanına kadar devam ediyor.
İkinci bölümde, anti-faşist ruhun komşusuna "arı kovanı yuvası" denildiği 1944'deki Quadraro'nun kırığı anısına, Lucamaleonte'nin Yuva Atları'nın en önemli eserlerinden birine rastlıyoruz.

2. Ostiense
Sokak sanatı, yirminci yüzyılın başlarında sanayi Roma'nın öncü bölgesi olan Ostiense'nin yüzünü tamamen değiştirmiş ancak son zamanlarda terk edilmiş bir hal aldı. Ostiense Bölgesi projesi sayesinde, birkaç dünyaca ünlü sanatçı sanayi sonrası endüstriyel atmosferde hayal gücünün verimli bir zemini bulmuş ve Roma'da en büyük sokak sanat eseri yoğunluğunu yaratmıştır.
Duvar resimleri çoğunlukla Piramit ile St Paul arasında Via Ostiense'nin gerisinde ve Via del Gazometro ve Via del Fluviale Limanı gibi bazı yan sokaklarda bulunuyor. Bu şekilde, anti-kapitalist eserleri ile ünlü İtalyan ressamı Blu, şu anda işgal altındaki eski bir askeri mağazada büyük bir eser yarattı: çok renkli yüzlerin gökkuşağına, belki de bölgedeki birçok göçmen için hoş bir mesaj. .

3. Testaccio 
Ostiense'den uzak olmayan, Diğer Ekonomi Kenti çevresindeki alan, Ekskavatör ve çevredeki sokaklarda saygı gören sokak sanatı örnekleri barındırıyor.
Bir örnek, Galvani Caddesi'ndeki ROA tarafından bir binanın yan tarafında yaratılan parçadır. 'Jumping Wolf' adlı duvar resmi, her yerde bulunduğu yerlere özgü siyah beyaz hayvanları her zaman boyayan Belçikalı sanatçıya özgü, idealleştirilmeden daha belirgin olan, sofranın "hayvan" biçimini tasvir ediyor. İş, efsanevi Roma sembolü değil, herhangi bir kurt gibi çok fazla olduğu için eleştirilmiş.

4. San Lorenzo
Benim evimin olduğu yer ve Üniversite yakınlığından dolayı bohem atmosferi sayesinde ilçe, Roma sokak sanatının sıcak noktalarından biri olmuştur. Via dei Sabelli'deki Alice Pasquini'nin parçası Roma'daki en güzel duvar resimlerinden biridir: sanatçının rüyası tarzında gerçekleştirilirken, şehirde oynayan ve yaşayan çocukları tasvir eder.
San Lorenzo Gümrüğü önceki sayılarda Ostiense'de düzenlenen Street Art Outdoor Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor. 15 davetkâr sanatçı, eski Gümrük meclisinde kendi eserlerini icra ettiler.
Roma'daki diğer duvar resimleri San Basilio, Tor Pignattara, Tor Marancia ve Prenestina'da bulunabilir. 
Daha kapsamlı bir genel bakış için, iPhone ve Android için kullanılabilen Street Art Rome uygulamasını indirebilirsiniz.























Herkese merhaba, uzun bir zamandır blog yazamıyordum. Malum Roma'da geçen yoğun okul programı programı yüzünden ayrıca Milano moda haftası ve benim gezme sevdam bu postun ve sonra gelecek postların da gecikmesine neden oldu.
Yaklaşık altı haftalık yoğun okul maceram bitti ve sonunda İstanbul'a geri döndüm. 
Orada geçirdiğim zamanın özellikle okul hayatımı ve yaşadıklarımı burada size anlatmaya çalışacağım. 
Roma'da ikinci haftam ve sonraki günlerim de hafta içi her gün okulda geçti.
Eminim ki orada okumayı düşünen bir çok kişi vardır özellikle yurtdışı dil okulları hakında bilgi almak isteyenler ve orada nasıl bir sistem olduğunu, yaşamın ve zorluklarını merak edenler için böyle bir post yapmak istedim. 
Okulu'umu Roma'ya gitmeden Istanbulda belirli araştırmalar sonucunda ilk olarak bu araştırmayı çeşitli okullar arasından burada okumuş kişilerin yorumları vs gibi seçeneklerin ardından  ( Roma'yı bildiğimden ) şehre yakınlık, yürüme mesafesi gibi seçenekleri göz önünde bulundurarak seçtim. 
Hem şehre yakın olmak hem de okumak için en iyi seçenek sunan benim okuduğum dil okulu Torre di Babele idi. 
İnternet üzerinden okul başvurusunu ( 6 hafta olarak ) yapmamın ardından ikinci olarak orada ev tutmam gerekiyordu. 
Bildiğiniz gibi İtalya da diğer avrupa ülkeleri gibi bizim için çok pahallı özellikle Roma gibi çok turistik bir yerde okumayı göze alıyorsanız araştırmalarınızı çok çok daha iyi yapmanız gerekiyor. 
Hemen hemen her dil okulu gibi benim de seçmiş olduğum okulun da konaklama imkanları vardı.
Hemen hemen tüm okul arkadaşlarım da bundan yararlanmıştı fakat benim gerek yaşım gerekse rahatlık anlayışımdan dolayı başka bir kişinin evinde konaklayamazdım bu yüzden orada ev kiraladım.
Fakat arkadaşlarıma sorduğumda gerçekten gerekte yokmuş daha ucuza okulun sağladığı bu imkandan yararlanmanızı tavsiye ederim.

Gelelim okula...
Okula başlamadan önce çok heyecanlı olduğumu size söylemem gerekiyor. Belirli bir yaşa gelmiş okul zamanını çoktan geçmiş her birey gibi benimde kafamda daha orada olmadan bir sürü şey vardı.
Acaba adapte olabilecek miyim? 
Yaş ortalaması nasıldır?
Anlaşabilecek miyim?
Gibi gibi bir sürü şey kafamı kurcalayarak okul yolunu tuttum. İlk olarak kayıt işlemleriniz tamamlanıyor ve ardından seviye tespit testine alınıyorsunuz. Benim daha önceden Italyanca geçmişim olduğu için bir üst düzey sınıfa alınıyorum ve zil sesini beklemeye koyuluyorum. 

Saat 09:00 da zil çalması ile ile sınıfıma doğru yol alıp sırama oturuyorum. O kadar heyecanlıyım ki anlatmam mümkün değil. Birbirinden farklı ülkeden gelmiş 10 kişi bir sınıf içindeyiz. İlk olarak kimse birbiri ile konuşmuyor. Sadece merhaba der gibi her giren kafa sallayıp yerine oturuyor.
Yaş ortalamaları ise 18-45 yaş aralığı ve bu beni inanın çok daha rahatlatıyor. En azı dan benim gibi belirli yaş almış insanları da orada görmek iyiydi. 
Ve öğretmenimiz olacak güzeller güzeli Alice sınıfa girer. 
Herkese italyanca hoş geldiniz der ve önce kendini ve sonra bizi tanıttırır sınıfa. . .
Bundan Sonrası Çok Daha Kolay! 
İlk ders tanışma aşamasından sonra genel bilgilerle geçti ve o kadar hızlı geçti ki 4,5 saat nasıl geçti anlamadım bile :) 
Bundan sonraki günler de aynen öyle geçecekti belli her geçen gün dersler ağırlaşsa da okul gerçekten çok iyi gidiyordu. 
Her hafta kur atlıyor aramızdan ayrılanlar için üzülüyor ve bir sonraki hafta aramıza yeni yeni arkadaşlar geliyordu. 
Hem bu şekilde dünyanın yer yerinden arkadaşlarım oluyordu hem de yalnız kalmıyorduk.
Okullumuzun haftalık okul içinde ve dışında birbirinden güzel aktiviteleri oluyordu bu şekilde hem Roma'yı keşfediyor, Jestlerini, kültürünü, yeme içme adabını öğreniyor hem de arkadaşlıklarımızı da bir o kadar güçlendiriyorduk. 
Öyle ki whatsapp gruplarımız oluşuyor hemen hemen her gün beraberce buluşuyor, yemek yemeğe veya dans etmeye çıkıyorduk. 
Derslere sıra gelince kitabımız okul öğretmenleri tarafından hazırlanmış özel bir kitap kullandık. 
Kitap Italya'ın kuzeyinden başlayıp güneyine kadar tren yolculuğu yapan biri üzerinden ilerliyorduk.
Bu şekilde İtalya'nın şehirleri hakında bilgi topluyor hem de bu bilgiye eğlenceli derslerimizi ekliyorduk. 
Tüm bunların dışında Roma'da yaşamak çok güzeldi gerçekten çok yalnız da kalsanız sıkılmıyorsunuz. Şehrin büyüsü o kadar güzel ki saatlerce bir anıta bakmak bile yeri geliyor keyif verebiliyor.
Özlediğiniz şeyler tabii ki oluyor. Özellikle ben kahvaltıyı çok özlüyorum mesela ve ayrıca çorbayı :) 
Hayat burada bize göre cidden pahallı yani euro olmuş 4 küsür TL bu tabii ki bizim paramızın değersizliğinden kaynaklı! Bundan dolayı burada geçirceğiniz zaman diliminde nerede nasıl harcama yapmanız gerektiğini bilmek zorunda oluyorsunuz. 
Ben genel olarak özellikle sabah ve öğlen için market alışverişi yapıyordum. Peynir, ekmek meyve ve hafif atıştırmalıklar bu iki öğünü kurtarıyordu. Roma özellikle turistik bir şehir olduğu için mümkün olduğu kadar bu lokasyonların dışında yemek yemeğe özen gösterdim. Daha lokal ve daha lezzetli! Oturduğum semt San Lorenzo gerçekten benim için en güzel yerlerden biri! Çünkü gerçek yerel halk, üniversite semti ve gece gündüz ne istersem ayağımın dibindeydi ve bu yüzden harcamam düşündüğümün daha bir altında oluyordu.
Roma'da telefon ( internet ) kullanımı:

Orada bulunduğum zaman diliminde Italyan hattımı kullandım. Gerçekten bir haftalık dahi oraya gidince bu hattı kullanıyorum.  Hattı ilk alınca 30 euro bir rakam ödüyorsunuz sonrasında ise aylık 9 Euro'ya 20 GB internet paketi alıyordum.

Roma'da Ulaşım:
Belki de en çok merak edilen bu konu ama şunu söylemek isterim ki eğer tatil için Roma'ya gelecekseniz bence yürüyün çünkü her yer o kadar yakın ve yürüme mesafesi ki buna cidden şaşırırsınız. 
Ama benim gibi orada uzun süre kalmayı düşünenler için burada olduğu gibi orada da ulaşım için kartlar var. 
Ben 30 günlük Roma kart alıyordum yaklaşık 34 euro istediğin kadar metro, tram, otobüs kullanabiliyorsunuz. 
Aynı şekilde bu kartların 7 günlük ve 3 günlük olanları da var ve Termini içinde tabacchi lerde satılıyor. 

Şimdilik benden bu kadar oradaki tüm arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi çok özledim. 
Ama biliyorum ki biz tekrar görüşeceğiz ve hepimiz birbirimizi ziyaret edeceğiz.
Umarım bu yazdıklarım sizleri biraz olsun rahatlatmıştır.
Okulum ile alakalı bilgiye bu link ten ulaşabilirsiniz. 
http://www.torredibabele.com/tr/



























Hepinize Roma'dan sevgiler. . .
Aslında nereden başlayacağımı ve nasıl devam edeceğimi de ben de bilemiyorum. Garip duygular içindeyim nedenini bir çoğunuz biliyor sanırsam ve bilmeyenler için ise tekrar anlatayım.
Yıllardır hayalini kurduğum şeyin tam da içindeyim şu anda! Yıllardır Roma'da turist gibi değilde oralı olmanın arzu ile yanıp tutuşmuştum aslında...
Ve yaklaşık bir hafta evvel Roma'ya bu hayalimin ilk tohumunu atmak için ayak bastım. Yıllardır turist olarak su yolu yaptığım Roma'da artık uzun bir süre en azından 2 ay kadar ikamet edeceğim. 
Bu yüzden buraya ayak basar basmaz her ne kadar burayı çok sevsemde bir o kadar İstanbul özlemim depreşiyor.
Gezdiğim sokaklar, tanıştığım insanlarda olmasaydı inanın oturup bir kenarda ağlayabilirdim o derece yani :) şükür ki yeni yeni insanlar ile tanışıyorum ve her geçen gün biraz daha şey öğreniyorum. 
Biliyorum ilk haftalar biraz zor geçecektir sonrası ise bilinmiyor.
Ama şunu söyleyeyim beni merak etmeyin her ne kadar yakınsamda iyiyim buralarda eh dile kolay memleketimden apayrı bir yerde yaşamaya çalışıyorsun haliyle zor olacaktır. 
Biliyorum çok merak edenler var yaşadığım lokasyonu ve bşr haftamın nasıl geçtiğini işte bu yüzden bu post ile karşınızdayım. 
Roma'da San Lorenzo denilen bölgede ikamet ediyorum. Bu bölge Termini tren istasyonuna yaklaşık yürüme ile 10 dakilalık mesafede. Burada ikamet etmemin nedeni çok fazla turist görmek istemediğim ve okuluma yakın olmak içindi ve sanırsam bunun için doğru karar almışım.
Burası her ne kadar yürüme mesafesinde olsada ben sürekli şehir içine giderken otobüs ve metro kullanıyorum. 
Burada her yer ne kadar yürüme mesafesinde olsa da belli bir zamba sonra o yollar gözünde büyüyebiliyor. 
Ayrıca madem buradayım bu yüzden abonman bileti hahibi oldum. Abonman biletleri ile dilediğiniz kadar otobüs, metro ve tramway kullanabiliyorsunuz yani bir limiti yok. Bu yüzden de ulaşım olayını güzel bir şekilde çözmüş bulunaktayım.

İkinci çözmüş olduğum konu şse şüphesiz telefon hattı idi gerek internet kullanımı gerek ise arama yapmak için Türkiye hatları ne kadar özel kampanlar sunmuş olursa olsun belli bir zaman sonrasında bu ciddi anlamda büyük bir masrafa gireceğinden dolayı ilk olarak buraya ait hat edindim. Ayda 9 Euro'ya 29 GB internetim var ilk olarak hattınız yok ise toplamda 30 Euro ödmeniz gerekiyor. 
San Lorenzo, bahsetmiş olduğum gibi çok fazla turistik bir bölge olmasa da buranın kendine has özellikleri var. 
Genel olarak öğrenciler çok olduğu bu bölgede Roma'nın yerlileri yaşıyor ve bu yüzden de şehrin içindeki turistik yerlerden daha ekonomik.
Buradaki sokakların hemen hemen hepsi demiyorum genelde öyle grafiti ve resimlerle kaplı! Öğrenci yoğunluğu olduğu için neredeyse sabaha kadar sokaklar full dolu ve her yerde gecenin geç saatine kadar açık.
Genel olarak sanat burada çok fazla! 

Gündüz saatlerinde çok sakin olduğu için ilk bir haftamı özellikle Roma'yı merak edenler için bolca turistik yerlere ayırdım. Gelen talepler doğrultusunda da bu gezmelerim devam edecek bu yğzden instagram'dan bolca storylere göz atın. 
Genel olarak TL'nin Euro karşısında bir değeri olmadığı için ve ben de burada artık turist olmadığıma göre buna göre hareket ediyorum. Yani bir kahveye 3-5 Euro para vermek istemiyorum. Bu yüzden de daha lokal yerleri keşfedip ona göre hareket ediyorum. Öğlen ve sabah yemeklerimi muhakkak marketten alış veriş ( çok güzel sandviçler var ) yaparak geçiriyorum. Bunu dışında evim için de alış veriş yaptım sabah sabdviç yapmak için çeşitli peynirler ve içeçek depoladım :) 

Hemen hemen hergün Kolezyum'a gidiyorum  nedeni ise orada Coming Out adında güzel bir kafe var ve arkadaşlarım orada çalışıyor. Hem italyancamı geliştirmek hem de yeni yeni insanlar tanımak için günün belirli periodlarında soluğumu orada alıyorum. Geri kalan zamanlarımda ise malhallemdeyim. 

Bir haftalık Roma hikayem böyle pazartesi gğnü ise yepyeni bir deneyim başlıyor benim için! Yani Pazartesi okula başlıyorum. Bakalım önümüzdeki hafta burada hangi saturlara yer vereceğim? 
Hepinizi tek tek selamlıyorum. Haftalık çıkarmamın fotoğrafları altta yer alıyor. 
Sevgilerimle, Onur 









































Uzaklaşmak istersin bazen kendi kabuğuna çekilip herşeyden. . .
Kimsenin sana ulaşamayacağı yerleri mesken etmek istersin ya hani işte öyle! Gerçekliği arar durur, sorgularsın, sorarsın hep kendine neden diye; nesin, neredensin kimsin sen?
Bir an gelir yollara vurur bir iz peşine düşer durursun.

Pervane misali döner de durusun.
İşte benim hikayem de böyle!
Her aldığım yaş kalıbında herşeyden biraz daha uzaklaşmak istemem de bundan. "Ne ararsın" diye soranlara artık açık açık "kendimi arıyorum" demem de ondan.
Arayan bulurdu elbet! 
Sonunda ben de buldum kendi özümü bir dağın tepesinde yapayalnız, kimsesiz ve sakin dolaşırken.
Ayaklarım yalın, ruhum temiz ve duygularım son derece naifken anladım niyetimi. . .
Bir şarkı çalıyordu patika yollarını aşarken ben Pokut yaylasının.
Ben o toprakların çoçuğuyum, anam mavi babam ise yeşil. 
Ezbere değilmiş aşka dair dinlediğim ağıtlar, türküler çizdiğim resimler de üstelik. 
Benden önce geçip gidenlerin bıraktığı bir mirasmış Aşk. 
Ben de onlar gibi ağıtlar eşliğinde aşktan öleceğim. Göğsümü gere gere tek suçum Aşk diyeceğim.
O yağmura, o yeşile, o maviye ve o toprağa emanet edilecek bedenim birgün. . .
Yüreğimin sesi budur dostlar, türküsü ise fonda çalan. . . 


Herkese merhaba, geçtiğimiz ay gitmiştim memleketime yani Rize'ye. 
Uzun zaman olmuştu İstanbul'a göç edeli, İstanbul'un kaosu, büyükşehirin büyüsü ve hayatta kalma savaşı içindeyken unutmuşum özümü. . . 
Yeşilin ve mavinin binbir renginin buluştuğu köyümü, taze çay kokusunda sohbeti ve sıcacık bir babaanne sarılışını özlemişim. 

Dile kolay yirmi yıl geçmiş üzerinden, doğduğum topraklar benim kıyısında çakıl taşları topladığım masum ve yalın memleketim bıraktığım gibi değildi.
Her gelişmekte ve yenilenmekte olan yerler gibi günün şartlarına ayak uydurmak durumunda kalmış. 
Yeni jenarasyonlar gelmiş ve yaşıtlarımın hemen hemen hepsi birer birer göç etmiş aynı bizim gibi...
Her ne kadar hüzünle voltalasam da caddelerimi yine mutluydum ve artık aitlik hissini anlamıştım orada...

YÜKSEK DAĞLARA DOĞRU
Tüm ziyaretlerimi merkezde gerçekleştirdikten sonra vurma zamanıydı yollara en tepelere, dağlara...
Zaten kalabalıktan sıkılmış olan bedenimi gizlemeliydim ağaç gölgelerine! 
Yarım kalmış bir hikayenin parça parça izlerini bulup tamamlamalıydım ve öyle yaptım.
Pazar'dan çıktım yola ve dağlara doğru, Çamlıhemşin'e doğru...

Huzurun bol kepçeden dağıtıldığı yerdeyim artık. Sahte gülücükler, anlamsız ve sıradan bakışlar gerçek sevgi ile yer değiştirdiği toprakların üstüne yalın ayak basıyorum. 
Nefes alıp, nefes veriyorum ve bunu siz buradaki fotoğraflarda görüyorsunuz. 
Bitti. 


Buralara nasıl gidilir?
Evet benim memleket kokum ama sizde bu kokuyu hissedbilirsiniz buralara gitmek ve yaşamın ne kadar güzel olduğunu ve hayatın aslında ne hoş olduğunu deneyimlemek için.
Yüksek dağlara çıkmak sanıldığından zor değil özellikle günümüz şartlarında :) 
İlk olarak Trabzon'a uçmanız lazım orada indikten sonra hemen havaalanı çıkış kapısından sağ tarafta duran Havaş ile Rize/ Pazar otobüsüne binip yaklaşık 1,5 saat sonra Pazar merkezde iniyorsunuz. 
Pazar benim doğduğum yer eğer burada bir mola vermek ve gezmek isterseniz size önerim Kızkulesini görün, sahilde denize taş atın ve mis gibi Karadeniz'in suyuna bedeninizi emanet edin. 
Ardından herhangi bir lokantaya gidin bir de kurufasülye ve pilavı bizim memlekette yeyin. 

Dağlara yol almak için ise yine meydanda ( kime sorsanız söylerler) Çamlıhemşin dolmuşlarını bulun ve yaklaşık 30-40 dakika içinde çam ağaçlarının mis gibi kokusunun başınızı döndürdüğü yerde inin. 

Nerede Kalınır? 
Çamlıhemşin'de birçok kalacak otel veya pansiyon var. İsterseniz kamp yapabilirsiniz.
Fakat benim kaldığım yere bir bakın belki siz de burada olmak istersiniz.
Ben Ada Bungalovda kaldım.
Çamlıhemşin'in tam içinde o meşhur Şenyuva Köprüsünün hemen altında yer alıyor.
Orada Hidayet hanım var. İster istemez onun ile tanışacaksınız! 
Hidayet sizinle sohbet edecektir, sabahları fazla da olsa bol kepçeden mis gibi kokan tereyağı ve yumurtalı ekmekli kahvaltı sunacak, Akşamları ise memleketin en güzel yemeklerini kendi pişirip sofranızı hazırlayacaktır.
Bunun dışında eğer yaylalara gitmek isterseniz ise de size büyük bir zevk ile yardımcı olacaktır.
http://www.adabungalov.com/
Pokut ve Çat'a doğru...
Çamlıhemşin'e gidilince yayla görmeden inmek olmaz hatta biraz vaktiniz var ise de yaylada konaklamanızı tavsiye ederim.
Hemen hemen her gün günlük yayla turları mevcut.
59 tl ye Çat ve Pokut yaylası, Şelale, Kale ve görebileceğiniz hemen hemen her yerş gezdiren turlar mevcut. 

Bal Yolu. . . 
En güzel bal şüphesiz Çamlıhemşin'in balıdır öyleki osmanlı döneminde sulanların balları bile buradan gider ayrıca bal mumları da özenle toplanıp saray mumları bunlardan yapılırdı. 
Kaçkarların özel balı ile tanışmak ve bu bal yolunu keşfetmek isteseniz sizi Pokutsal.com'un bu etkinliğine doğru alayım. 
http://www.pokutsal.com/program/103/bal-yolu















Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

INSTAGRAM'DA BENİ TAKİP ET

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (12 Haz, 2020, 1:38ös PDT)

onur erol

Erkek Moda ve Lifestyle Blogger, mutfakta harikalar yaratırım, yazarım, çizerim ve resim yaparım,

YOUTUBE KANALIMA ABONE OL

TRANSLATE

Arşive Gözat

  • ▼  2022 (3)
    • ▼  Mart (2)
      • Baharın NFT Hali Feriye’de!
      • How to pick a great utility NFT like Space Albert
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2021 (12)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2020 (30)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (10)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2019 (42)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (9)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (3)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2018 (25)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2017 (31)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2016 (61)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (8)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (9)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (9)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (2)
  • ►  2015 (96)
    • ►  Aralık (9)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (15)
    • ►  Eylül (10)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (10)
    • ►  Haziran (9)
    • ►  Mayıs (6)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (7)
    • ►  Şubat (7)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2014 (66)
    • ►  Aralık (5)
    • ►  Kasım (7)
    • ►  Ekim (10)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Nisan (5)
    • ►  Mart (8)
    • ►  Şubat (6)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2013 (51)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (4)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (5)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2012 (111)
    • ►  Aralık (10)
    • ►  Kasım (11)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (9)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (8)
    • ►  Haziran (11)
    • ►  Mayıs (7)
    • ►  Nisan (9)
    • ►  Mart (10)
    • ►  Şubat (13)
    • ►  Ocak (10)
  • ►  2011 (9)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (2)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)

Popüler Yayınlar

  • SWEATER
      Hello everyone! Sorry for the late post posture. Also the beautiful moments you live in Florence last post I want to share it. I hope you ...
  • Sebze Çorbası Tarifi | Minestrone Çorbası Tarifi
    Hem kolay hem de sağlıklı sebze çorbası tarifi ile karşınızdayım. İtalyan Minestrone çorbasını arzu ederseniz diyet yaparken isterseniz çocu...
  • CAPPADOCIA
    When I try to see many parts of Turkey I usually do it as a holiday trip. When nearly two weeks ago my dear friend Meric ( Maritsa ) offered...
  • CAMOUFLAGE
    Herkese iyi pazarlar, Yine yoğun bir haftanın sonunda nihayet bilgisayarımın başına oturabildim.  Malum yılbaşı öncesi herkes gibi ben de bi...
  • white posture
    Hello to everybody, Just after the Istanbul Fashion Week, I will be in front of you with posts of  Emre Erdemoğlu ’s collection “ADEN SS 201...
  • cross the street
    Güzel bir İstanbul günü arkadaşlarla buluşup keyifli bir öğle yemeği için tercih ettiğim gündelik ve spor tarzım:  Ceket: H&M T-Shirt: B...
  • Kazak mı ? Hırka mı?
    Eylül ayının ilk haftasını bitirdiğimiz şu günlerde  biz sıcakların son demini vururken tüm vitrinler sonbahar kış koleksiyonlarına bürünmey...
  • HORON
    Jacket - Boots / Esin AKYUZ     I    Sweaters - Jean / ZARA     I    Bag / GUCCI  I    Scarf / PULL&BEAR Yeni bir moda haftasından hepi...
  • MILANO MILANO
      Hello everyone, like every year the Fashion Tour has begun.  We’ve just returned from Milan, where we had the pleasure to attend several f...
  • THASSOS ADASI GEZİSİ - ONUROLLSTYLE
    Herkese merhaba,  Komşumuz Yunanistan'a sık sık aralıklarla gittiğimi hemen hemen herkes biliyordur! Özellikle İstanbul'da yaşıyor o...
onurollstyle. Blogger tarafından desteklenmektedir.

FOLLOWERS

SUBSCRIBE & FOLLOW

  • Home
  • Trending
  • _Gadgets
  • _hello
  • contact

Follow Us

  • bloglovin
  • pinterest
  • instagram
  • facebook
  • Instagram

Hello...

Kötüye Kullanım Bildir

Hakkımda

Fotoğrafım
Onurollstyle
Profilimin tamamını görüntüle

Bu Blogda Ara

Instagram

Yeni içerikleri e-postayla alın:
Powered by follow.it
  • Ana Sayfa

Mobile Logo Settings

Mobile Logo Settings

onurollstyle

Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates