Merhabalar ben Şebnem nam-ı diğer Berry ( @berrydewblog ).
Geçtiğimiz günlerde katıldığım Paris moda haftasından bildiriyorum. 1 sene önce başlayan Paris maceramda moda haftasına katılacağım hiç aklıma gelmezdi ama Onur sayesinde ilk davetimi aldığımda havalara uçtum.
Ben her ne kadar hayatımdan kesitler ve gezip gördüğüm yerleri paylaşsam da dilimin döndüğü kadar sizlere moda haftası izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.
Paris moda haftası süresince ben üç farklı etkinlikte bulundum.
Moda haftasının başladığı ilk gün Ukranyalı moda tasarımcısı Kristina Fidelskaya'nın defilesine katıldım. Kristina Fidelskaya 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonundaki sade ama şık tasarımlarla göz doldurdu.
Toprak tonlarının ağırlıkta olduğu defilede bolca metalik parça da yer alıyordu
Benim defile kadar hoşuma giden bir diğer ayrıntı da bizlere hediye ettiği eşarplardı. Kristina Fidelskaya tasarımlarına ilham olan mood board'u eşarplarında desen olarak kullanmış.
Tüm defilenin ilk çıkış noktasına görmek çok hoş bir detaydı ve o metalik parçaların David Bowie'den ilham alınarak tasarlandığını hemen ileteyim ;)
Moda sektöründen birçok kişi ile tanışmama vesile olan defileden sonra ikinci etkinliğim Westin Otel'deydi. Otelde dünyanın farklı farklı noktalarından gelen birçok marka ve tasarımcının kıyafetleri sergileniyordu. Büyük bir Showroom havasında düzenlenen etkinlikte Katrine K tasarımlarına yakından bakma ve bu koleksiyonun tasarımcısıyla tanışma fırsatım oldu. Grace Kelly'den ilham alınarak tasarlanan romantik gece kıyafetleri Katrine K koleksiyonunun önemli parçalarını oluşturuyordu. Ben özellikle ışıltılı yıldız motifli gece kıyafetlerini beğendim. Mini bir sunum eşliğinde incelediğimiz gece kıyafetlerinde kullanılan kumaşlar tamamen doğal maddelerden dokunmuştu. Showroom'u gezerken bir Türk tasarımcıya da rastlamam günün keyifli süprizi oldu benim için.
Veee son gün Adeline Ziliox sunumu. ModEl mağazasında ufak bir kokteyl eşliğinde birçok tasarımcının koleksiyonlarına göz atma fırsatı bulduğumuz gecede modacı Adeline Ziliox'un da "Cristal Skin" defilesi yer aldı. Ben hem basın hem de dünyanın farklı farklı noktalarından gelen modaseverler ve tasarımcılarla birlikte defileyi izledim ve tüm parçalara bayıldım. Şeffaf yağmurluk kumaşlardan tasarlanan koleksiyon çok dikkat çekiciydi. Mağazanın alt katında yer alan tasarımların da bol bol fotoğrafını çektim, umarım sizler de en az benim kadar 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu beğenirsiniz. Önümüzdeki yıl bizi rengarenk bir yaz bekliyor.
Bir sonraki Paris moda haftasında görüşmek üzere...:)
Kristina Fidelskaya
Katrine K
Adeline Ziliox
Herkese merhaba,
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul Moda Haftası'nın dördüncü yani son look postu ile karşınızdayım.
Üzerimde görmüş olduğunuz kombinim gene Emre Erdemoğlu Aysel koleksiyonundan ve ayakkabılar da dahil.
Gözlüklerim ise 70'lerdeb kalma gerçek vintage :)
Umarım Moda haftası boyunca giymiş olduğum tüm looklarımı beğenmişsinizdir.
Eğer beğendiyseniz bununla alakalı insatgram hesabım @onurollstyle 'dan bana yazabilirsiniz.
Hepinize güzel günler dilerim.
Onur Erol
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul'un 3. kombini ile karşınızdayım.
Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi ()
Herkese tatlı bir o kadar koşuşturmalı ve moda dolu haftanın ardından merhaba!
Geçtiğimiz hafta 12. si düzenlenen Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul ile moda dolu günler yaşadık.
Birbirinden değerli tasarımcıların yeni koleksiyonlarını keşfe çıkıp moda dolu alandan bunları öncelikle instagram hikayelerimizde paylaştık ve eskiden olduğu gibi sıra post yazmaya geldi...
Doğal olarak ; geçen moda dolu günlerin ardından neler düşündüğümü burada kaleme almak istedim.
İzlemiş olduğum defileleri ve istanbul moda haftası hakkındaki görüşlerimi yani...
2010 yılından bugüne kadar, yani blog yaşantım başladığından beri , bir moda bloggerı olarak ben de moda haftalarına gerek Türkiye gerek ise Yurtdışında da katılmaya özen gösterenlerden biriyim.
Bu, yaptığımız işin bir parçası ve tabii ki ; bu gibi organizasyonlarda da gerek duruşumuz gerek ise düşüncelerimiz ve kaleme aldıklarımızla bunu kitlelere ulaştırmamız gerekiyor.
Kısaca; tasarımcıları desteklemek ve koleksiyonları yerinde ve zamanında inceleyip paylaşmak işimizin bir parçası...
Bir blogger olarak beklentim, benim gibi moda ile ilgili blog yazarlarının daha çok katılım sağlaması ve hep bir ağızdan "Istanbul'da Modaya dair bir şeyler oluyor" söylemlerini dile getirebilmek diyebilirim.
Ama yıllar geçtikçe beraber yol aldığımız bir çok blogger ve moda yazarı arkadaşlarımı moda haftasında göremiyorum.
Veyahut bir kaçı sadece defilelere bile katılmadan sadece alan önünde fotoğrafını çektirip kayboluyor.
Nedeni nedir acaba merak etmiyor değilim.
Yukarıda da belirttiğim gibi uzun zamandır blog yazarıyım ve her şart ve koşulda ne olursa olsun kaçırmamam gereken etkinlikler ve organizasyonlar oluyor.
Aynen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul gibi...
Özelikle yurtdışında görmüş olduğum o tabloları Istanbul'da da görmeyi arzuluyorum..
Hoşgörü çerçevesinde, çoşkulu, rengarenk bir tablo...
Tabii bizdeki ego ! orada yok tabii orası ayrı :)
Bu ne anlama geliyor biraz açayım.
İnanın ki yurtdışında bir çok blogger / influencer tanıdım ve buradaki ben kimim edasını hiç birinde görmedim desem yeridir.
Burada instagram'a üye olan ve biraz takipçisi olan kendini dünya starı sanıyor olmalarından cidden sıkıldım.
Herkesin, herşeyin ve dünyanın onların etrafında döndüğü sanrısındalar o ayrı mevzu!
Yani moda haftasında ön sıra kavgası gibi...
Yahu önde otursan n'olcak bir arkada otursan n'olcak?
Gelelim organizasyona. ..
Öncelikle şunu belirtmek isterim böyle koca bir etkinliği düzenlemek ve sisteme oturtmak hiç kolay olmadığının farkındayım.
Öncelikle tüm emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Fakat şimdiye kadar görmüş ve yaşamış olduğumuz aksaklıkların birşeylerin son dakikaya alınması ile ilgili olabilir diye düşünüyorum.
Ufak tefek aksaklıklara tabii ki göz yumulur fakat süregelen ve tekrar edenler var ise düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Defilelerin geç başlaması tüm planları bozuyor!
Tüm gün alanda olmak ve defilelere katılmak özellikle Zorlu gibi bir alanda yapılıyorsa hiç de kolay değil bizim açımızdan.
Bir defilenin geç başlaması bir sonrakini ve ondan sonrakini de tetiklediği için gece yarısına kadar orada kalmak inanın ki çok kötü.
Ayrıca her defasında bir sonraki show'a yetişmek ve girmek için sürekli 3-4 kat çıkıp tekrardan bilet sırasına girmek gerçekten bizim için yorucu bir işti.
Bunu bir şekilde çözmek gerekiyor.
Çözüm ; davetiyeleri posta yoluyla yollamak veya başka bir çözüm bularak mı gerçekleşir bilemem?
Bizim açımızdan yaşanan başka bir sorun ise;
Tekrarlanan günler içerisinde Davetliler, Yazarlar ve Bloggerlar yani bizler Mercedes-Benz Lounge alanında bekliyor orada sohbet ediyor ve sonraki defile için hep beraber adım atıyoruz.
Bir nevi orası bizim buluşma alanımız.
Bu çok güzel bir şey fakat yaşanan bileklik sıkıntısını da söylemek gerek!
Blog yazarı topu topu toplasan 10 kişi değildik ama 4 gün boyunca buna çözüm bulanamadı!
Her gün hazırlanıp günlük gireceğim defileleri son derece güzel enerji ile başlamam gerekirken acaba bileklik sıkıntısı çözüme ulaştımı diye düşündük durduk.
Özellikle Mercedes-Benz fashion week ekibinin ve Lappart'ın bu duruma el atması ve stant sorumlularına önceden hazırlanmış davetli listesi vermeleri bileklik sıkıntısına bir çözüm olabilir.
Bu ufak tefek aksaklıklara rağmen, bir moda haftasını geride bıraktık:)
Emeği geçen;
Mercedes-Benz Fashion Week ekibi,
Istanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
L'appart Pr
İstanbul İletişim
Kırmızı Pr
Golin İstanbul'a teşekkür ediyorum ve önümüzdeki yıl gerçekleşecek orgazisyonları sabırsızlıkla bekliyor olacağım...
Moda Haftası Girmiş Olduğum Defileler...
DB X BERDAN
Her geçen yıl DB BERDAN'ı yeni koleksiyonunu ve sahne şovunu sabırsızlıkla bekleyenlerdenim..
2019 İlkbahar -Yaz Koleksiyonunda DB BERDAN Reebok Classic ile işbirliği yaparak 90'ların dinamik ritmini tuttu.
Özelikle koleksiyonun ilham kaynağı ise Türk tanrısı intersex Umay Ana. Hem aşk tanrıçası hem de Savaş tanrısı.
Ceren Ocak
İpek ve deri koleksiyonların hakimiyet sağladığı koleksiyondaki renkler işte tam benlik diyebileceğim cinsten.
Ceren Ocak ilkbahar - Yaz koleksiyonunun konusu ise 1936 ile 1939 yılları arasında gerçekleşeb İspanyol iç savaşıydı...
Koleksiyonun sloganı ise bu savaşta devrimcilerin attığı slogan ile aynı!
"No Parasan" yani Geçiş Yok.
Gökhan Yavaş
2016 Koza Genç Moda yarışmasından hatırlıyorum Gökhan Yavaş'ı ...
O günden belliydi ışığı ve bu sefer Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul'da ikinci kez karşımızda.
Koleksiyonu izlerken özellikle kendimi Meksika yolculuğunda hissettim. Kullanılan aksesuarlarda bunu tamamlayacak nitelikteydi.
Bunun dışında canlı renkler bu sene bizi bekliyor der gibiydi!
Özlem Süer
Özlem Süer SS 19 koleksiyonunda orkideler ile örülmüş saçlar haricinde herşeyi sevdim desem yeridir.
Çiçekli kumaşlar, tüller ile romantik dokunuşlara sahip koleksiyon ve ilkbahar yaz olmasına rağmen koleksiyon tüm mevsim geçişlerini bir anda yaşattıyordu.
NEW GEN - IMA
Mercedes-benz Fashion Week İstanbul'da en sevdiğim ve her defasında büyülendiğim koleksiyonlar mutlaka New Gen İMA'dan çıkıyor.
Yaratıcılık, zeka ve başarı hepsi bir arada!
Hani isterdim ki moda haftasında hep böyle sınırları zorlayan ileri gören ve kalıpların dışına çıkan koleksiyonları görelim.
IMa 2017 - 2018 mezunlarından tam 12 genç tasarımcının toplam 60 tasarımını izlerken büyülenmedim değil.
Moda haftasının en sakinleştici koleksiyonu ile tanıştırayım sizi...
Giray Sepin 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonu hem göze hem de ruha hitap edecek şekildeydi.
Tüm doğal renklerin kumaşlarla birleştiği ve Sakinleme hikayesi olan Non-Self koleksiyonunu izlerken inanın ki içsel yolculuğa çıkmadım değil.
Tuba Ergin
Girl On Power 2018 koleksiyonunda Dayanıklı ama barışçıl, güçlü ama kırılgan kadın kahramanların zıtlıkları Tuba Ergin'nin koleksiyonun ilham kaynağı.
Koleksiyonda ağırlıklı olarak Bordo, gri ve Koyu yeşil tonları ön plandaydı..
Brand Who
Brand Who'nun yeni koleksiyonun adı Sunseeker.
Modern, şık ve rahat parçalara hakim. Günün her saatinde giyebileceğiniz parçalar sahip olan koleksiyonda özellikle hakiler ön plandaydı.
Ayrıca baskı olarak kullanılan palmiyeli t-shirt ve sweatshirtlere bayıldım.
Günçil Çengel
Günçil Çengel 15 looktan oluşan koleksiyonunda işlemeleriyle vintage havalar estirirken kesimi ile alışmış olduğumuz Gülçin Çengel havası sunuyor.
MIIN by Kadir Kılıç
Aksesuarlarına bayıldığım başka bir defile ise MIIN by Kadir Kılıç idi...
Özellikle beyazların hakim olduğu koleksiyonda hemen hemen tüm parçalar salaş. Bol bağlamalı ve üstüste geçirmeli looklara eşlik eden ve en dikkatimi çeken ise nazar boncuğu cam ve diğer tüm aksesuarlardı.
Herkese selam arkadaşlar, Geçtiğimiz haftalarda aranızda hatırlayanlar olacaktır uzun bir avrupa seyahatine çıkmştım. Yaklaşık 20 gün boyunca tam 14 ülke ve 17 şehir gezip yurda döndüm. Özellikle instagram hesabımda bu geziyle alakalı bir çok mesaj aldım. Kısa sürede nasıl böyle gezdiğim ile alakalı ve ayrıca çekmiş olduğum fotoğraflarla da alakalı...
Evet şimdi bu uzun geziyi kaleme alma vakti geldi diye düşünüyorum ve ilk durağım Selanik postu ile karşınızdayım. Selanik hakkında biraz bilgi vermeden evvel size gitmiş olduğum turdan ve fotoğrafları nasıl ne ile çektiğimden bahsetmek isterim. Arkadaşlar muhakkak bir çoğunuz duymuşsunuzdur diye düşünüyorum ama burada tekrardan bahsetmek istiyorum. Edkiden Istanbul’dan kalkan trenler vardı ve bu trenler ile avrupayı gezebiliyorduk. Şimdi ise ne yazık ki böyle turlar kalmadı fakat yerini daha konforlu ve ekonomik olan otobüs turları aldı. İşte benim de bu seyahatimde kullanmış olduğum tam da buydu! Tourbulans ile yolculuk yaptım ve inanın ki öncesinde çok endişeliydim fakat bu endişe otobüse bindiğim ilk anda kayboldu. Gerçekten düşündüğümden çok kolay oldu ve yepyeni dostluklar edindim. İlgilenenler ve daha kapsamlı bilgi için ben buraya linki bırakayım tıklayın! Tourbulance 14 Ülke 17 Şehir Gelelim fotoğraflara... Arkadaşlar instagram üzerinden bu konuyu çok kez cevapladım ve buradan da tekrar etmek istiyorum. Uzun zamandır fotoğrafları makine ile çekmiyorum makine yerine telefon kullanıyorum. Tatilim boyunca da HTC ‘nin yepyeni modeli olan HTC U12 plus’ı kullandım. Yani fotoğraflarımı bununla çektim. Edit kısmına gelirsek eğer lightroom ve bir çok app ile fotoğraflarımı editledim. Yine burada Fotoğraflarımı Nasıl Editliyorumgörebilirsiniz.
Selanik Gezi Notları Selanik ülkemize sınır komşusu olma özelliğinden dolayı hafta sonları bile gezilebilecek bir şehir. Aynı zamanda Yunanistan’ın ikinci en büyük kenti. Atina tarih dokusu ile ön plandayken festivaller, hareketli yaşam tarzı ve sanat etkinlikleri sayesinde Selanik Yunanistan’ın kültürel başkenti. Selanik şehrinin adı Yunanca Thessalos ve Niki kelimelerinin birleşiminden gelmekte. Anlamı ise Thessalian Zaferi. Adını Makedon prenses aynı zamanda Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike ‘den almakta.
Selanik’te nereleri görmek gerek. Şimdi ise sırada, Selanik’e geldiğinizde görmeniz gereken yerleri listeleyeceğim. Hepsini, sırası ile rota halinde anlatacağım. İlk durağımız şehir merkezi olacaktır. Şehire indiğiniz anda kendinizi bir anda İzmir’de sanabilirsiniz. Evet; özellikle İzmir kondon’a benzerliği ile Selanik sizi yurdunuzdaymış gibi kucaklayacaktır. Şehir merkezinde gözünüze ilk çarpacak olan Selanik’in simgesi Beyaz Kule’dir. 15.yy’da Osmanlı Padişahı II.Murat döneminde Mimar Sinan tarafından yapılmış. Beyaz Kule ayrıca hapishane olarak da kullanılmış. Kulenin içerisinde pek tarihi bir ayrıntı olduğu söylenemez. Ancak döneminin anlatıldığı videolar gösteriliyor ve Türkçe – Yunanca çeviri desteği de sunuluyor. Bundarın dışında Atistoteles meydanı yine şehrin popüler meydanlarından olup buranın çevresinde keyifle uzonuzu içip kalamarınızı yiyebileceğiniz bolca taverna ve restoran bulabilirsiniz. Atatürk’ün Doğduğu Ev Selanik’e giden her Türk’ün ilk adım atması gereken yer hiç şüphesiz Atatürk’ün 1881 yılında dünyaya geldiği ve şu an halen daha müze olarak kullanılan Atatürk’ün Evi’dir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün doğup büyüdüğü, çocukluk ve gençlik dönemlerinin büyük bir bölümünü geçirdiği, aynı zamanda memleketimizin hür bir irade ile yönetilmesi için yol arkadaşları ile beraber karar verdiği bu tarihi ve eşsiz ev, günümüzde Atatürk Evi Müzesi olarak Selanik’te hizmete açılmış. Bu evin bahçesinin avlusunda halen daha Selanik Başkonsolosluğu’muz görev yapıyor. Bahçeden giriş yaptığınızda, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin kendi elleriyle diktiği ve halen daha bahçede bulunan eşsiz güzellikteki bir ağaç sizi selamlıyor. Bodrum katı ile beraber 3 katlı bir avluda yer alan bu ev, her sene binlerce turisti ağırlıyor. Evin mutfak bölümünde Atatürk’ün gençliğini temsil eden, salon kısmında annesi Zübeyde Hanım’ın ve kendisinin son halini temsil eden bal mumu heykelleri de yer alıyor.