İtalyan yemekleri seviyorsanız mutlaka makarna tutkunusunuz demektir. Domates , sarımsak ve bir acıyla da aranız varsa tam size göre bir makarna tarifim var. Çok fazla uzatmadan Penne Arrabiata (makarna) tarifimle sizi baş başa bırakıyorum. Malzemeler: 250 gram Penne Makarna 3-4 adet Domates 2 Defne yaprağı 2-3 diş Sarımsak Parmesan Peyniri 1 çay kaşığı Acı Kırmızı Biber veya doğranmış kuru biber Zeytinyağı Tuz, Karabiber
Yine Shiseido’nun çok beğendiğim başka bir ürünü ile karşınızdayım.
Shiseido Waso Purifying Peel Off Mask (Pembe Maske) deneyimi burada sizinle paylaşıyorum.
- Taze ve sağlıklı cildi ortaya çıkaran ciltten soyulan arındırıcı maskedir.
- Görünür gözenekleri küçültür. Cilt yüzeyini derinlemesine arındırır; cildi sebumdan ve tüm makyaj kirinden, gözeneklerde biriken kalıntılardan, ölü hücrelerden temizler. Tertemiz ve pürüzsüz bir cilt yüzeyi ortaya çıkarır.
- Etken maddesi ise nane ailesinden bir Asya bitkisi olan Shiso’dur. Shiso, mineral ve vitamin açısından zengin bir bitkidir. Mor yaprakları vardır. Detoks ve cildi yenileme yeteneğiyle bilinir. Nane ailesine ait Asya’ya özel bir bitkidir.
- PhytoResist System+ teknolojisini içerir. Botaniklerin zengin nem gücünü kullanarak cildin iç ve dış stres kaynaklarına karşı direncini arttırmaya yardımcı olur. Bu teknolojide, doğal malzemelerden alınan besinler dikkatlice çıkarılır. Özleri bozulmadan korunur ve ürünlerin içeriğine katılır.
Daha fazla bilgi ve satın almak için ;
Shiseido Waso Purifying Peel Off Mask (Pembe Maske)
İtalya sevdalısı olarak mutfakta tam bir İtalyan gibi makarna tariflerimle karşınızda olacağım. Yapacağımız tariflerde eğer makarnanızı da kendiniz yapmak isterseniz alın size ev yapımı makarna tarifi. . . Evde makarna yapmak bildiğinizin aksine çok zor değil. İhtiyacınız olan tek şey un, yumurta ve biraz da tuz! Hepsi bu kadar. Geriye yoğurmak ve gerekirse makine kullanmadan da açıp kesebilirsiniz. Şimdiden iyi izlemeler. Kanalıma abone olmayı ve videomu beğenmeyi sakın unutmayın. Ayrıca instagram’dan beni takip etmeyi de unutmayın. Ciao, Onur
- biz de çocuk olduk. . . Hemen hemen birçoğumuz çocukluğumuzu, mahalle sakinlerinin yaşıtımız olan çocuklarıyla birlikte mahalle aralarında oyunlar oynayarak yaşamışızdır. Ben de aynen öyle mahallede büyüdüm. Saklambaç, misket, yakan top, kutu kutu pense, hepimizin çocukluğunda apayrı bir yer edindi ve anılar bıraktı. İlk arabam bilyelerden yaptığımdı mesela... Ayrıca oyuncak nerede? Mandalinadan arabalar, ağaç dallarından flüt, topraktan tencere tava yapardık. Şimdiki çocuklar nerden bilsin bunca şeyi! Gerçek oyunu, dostluğu, değer vermeyi ve önemsemeyi. Ne gerçek kirlenmenin ne çamura basmanın ne de yağmurda ıslanmanın anlamını biliyorlar mı? Hiç sanmam! Anneler diğer anneleri dikizler vaziyette aman yanlışını görsem de azarlasam diye instagram’da nöbette... Çocukları biraz özgür bırakma taraftarıyım, onları yetişkin kuralları kurgulayıp yetişkin gibi davranış beklemek; unutturulmaya ve içine hapsedilen ve yaşanmamış çocukluklarına neden olmuyor mu? Geçen Balat’ta bu tabloyu gördüğümde bunları düşündüm ve inan kendi küçüklüğüme yolculuk ettim. Çocuklar özgür olsun ve doyasıya koşuştursunlar. ''Oğlum hava karardı hadi artık eve gel'', ''Akşama kadar topun peşinde koşturup durdunuz, daha bıkmadınız mı?'', ''Babanı da kahveden çağır da gel akşam yemeği yiyeceğiz'' diye seslendiği çocuklar, şimdilerde ''haydi çocuklar bilgisayarı kapatıp elinizi yıkayın, yemek yiyeceğiz'', ''internette oyun oynamayı bırakın da biraz çıkıp yürüyüş yapalım'' sözlerini duyuyor. Oyunların nasıl oynandığı konusunda bilgisi olmayan çocuklar, daha ilköğretimin ilk yıllarında başladıkları sınav maratonunu işe girene dek sürdürüp, bilgisayar oyunlarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor. Sırf kenarda rahat dursun ses çıkarmasın diye eline tablet ve bilgisayar tutuşturduğumuz çocuklarımız var artık ve buna çok üzülüyorum.
Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi ()
Çünkü Kırmızıdır Aşk
Kırmızı’yı oldum olası sevmişimdir. Ve her ne zaman kırmızı giysem bana bana çok yakıştığını söylerler. Ben de bu kredimi kullanarak fotoğraflarda görmüş olduğunuz full look’umu kırmızıdan yana seçtim. Umarım siz de söyleyenlerle aynı fikirdesinizdir? Gelelim fotoğraflara... Çekimler için İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Balat’ı tercih ettim. Hem şehrin mistik dokusu hem de mahalle duygusunun birbiri ile örtüşeceğini düşündüm. Kadife kırmızı pantolon ve gömleğimi nerden aldığımı merak edenlere de söylim efem; hepsi Pull&Bear’den. Fotoğraflarımı ise Ayşe Ebru Yardımcı çekti. 🥰 Bu arada unutmadan instagram’dan güncel looklarıma bakmak isterseniz beni takip edin. İnstagram / @onurollstyle