onur erol
  • ANASAYFA
    • HOME
  • ARSİV
  • MAIL GÖNDER
  • BENİ TAKİP ET
    • INSTAGRAM
    • YOUTUBE
    • FACEBOOK
    • TWITTER


Merhabalar,
Karantina günlerinde okumaktan keyif aldığım iki kitabı daha sizlere önermek isterim. 
Her iki kitabı yazmak istememin nedeni birbirinden ayrılamaz olmaları...
Sır'ı okuyunca devamını da okumak isteyeceksiniz!
Kitabın yazarı Nermin Bezmen, Sır kitabında 96 yaş gününde hayata gözlerini yuman Hüma, tüm çocuklarının, gelinlerinin ve bazı torunlarının huzurunda onlara bıraktığı hatıra defterinin sesli okunmasını belirttiği bir not bırakmıştır ve bizleri de içine çeken hayat serüvenini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir...



İkinci kitapta arka kapaktaki tanıtım sözleri  ise şöyledir;

New York'ta bir bankanın kasasında duran ikinci defteri bulmasını torunu Hüma'ya vasiyet etmiş ve ona tiyatro oyunu gibi  hazırladığı bir yolculuk armağan bırakmıştır. Şimdi genç kadın babannesinin sırlarının peşinde süresi, sonucu, dönüşü belirsiz bir serüvene başlamak üzeredir. Bildiği bir şey vardır. O da babannesinin şu sözleri:
"Hayatını kendi seçtiğin gibi yaşarsan senin olur unutma!"Aurora'nın İncileri Nermin Bezmen'in Sır kitabında ustaca kurguladığı aşkla ,tutku ve cesaretle örülmüş bir hayatı bu kez torun genç Hüma'nın kendini keşfedişindeki yol haritasına dönüştürüyor.
Sır'ın ikinci perdesi açılırken Hüma için de bilinmezlerle dolu bir yolculuk başlıyor.


Beni hangi kitap daha  çok etkiledi diye soracak olursanız kesinlikle ilk kitap olan Sır derim.

Hüma'nın yaşadıkları o kadar çarpıcı idi ki bazı yerlerde göz yaşlarımı tutamadım.
Bir insanın bu acılara nasıl dayanabildiğini, hayata nasıl yeniden başlama gücünü bulabildiğini düşündüm.
İnsanoğlu için hayat hep bir sürpriz hazırlıyor.
iyi ya da kötü önemli olan her şeyi kabullenip kendini akışa bırakmak sanırım. Kötü olayların da yaşanması gerektiği ve onların başımıza gelecek güzelliklere giden yolda birer engel olduklarının farkına varıp hayata dair inancımızı kaybetmememiz gerekiyor.
Hayat her şeye rağmen yaşamaya değecek kadar güzelliklerle de dolu görmesini bilene...
Keyifli okumalar dilerim
Feyza Tanyolaç

sır kitapnermin bezmen



quarantine diaries

Sessizlik lütfen!
Silenzio per favore

Sessizlik lütfen deliriyorum...
Sadece takvim yapraklarının değişmediği bir dört duvar arasındayım şimdi.
Okuduğum dergiler duvarıma yaprak yaprak sıralanırken içimdeki delilik artık tescilli bir şeklide odamın her köşesine  nakış gibi işleniyordu.
Delirdiğimi hissediyorum bazen, hatta çoğu zaman!
Karantina artık hayatımın bir parçasıydı ve inanın ki temiz deliriyordum.
Kendimle geçinemiyorum!
Söz geçiremiyorum kendime...
İçimde biriktirdiğim koskoca bir suskunluk, dışımda ise fırtınalar esiyor.
Bu yüzden sığamıyorum kendime!
Bir anda bir çok şeye değiyor elim.
Tutabildiğimce tutunduğum fotoğraflarım, soğuk kahvem, kitaplarım, kalemlerim ve başı boş yapraklarım arasında uyuyup uyanıyorum.
Aslında değişen bir şey yok benim dışımda!
Çok değişiyorum ama çok...



Bu gönderiyi Instagram'da gör

- huni takacak halimiz yok arkada yazıyor zaten! Bir de duygularınıza tercüman olayım dedim. #iorestoacasa
Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (25 Mar, 2020, 12:50ös PDT)


quarantine photography

quarantine days


news paper art




quarantine dieares
- iyi hissediyorum....
çünkü gökyüzü her zaman mavi.

- mi sento bene...
perche il cielo e blu.

Günler hızla birbirini kovalarken artık içinde bulunduğum yalnızlığa pek alıştım...
O kadar alıştım ki artık aynaya bakmaya bile ihtiyaç duymuyorum.
Biliyordum! Zaman tüm yaraları iyileştirdi ve bu da geçecekti elbet.
Her gün bu umutla uyuyor her sabah perdemi bu umutla aralayıp güneşi, yağmuru, rüzgarı...
artık o güne ne ise kısmet onu alıyordum odama.
Spotify modumu bile havaya göre seçiyor, günün aktivitesini bile ona göre belirliyordum.
Bazen ise içimden hiçbir şey yapmak gelmediği oluyor, tüm gün yatak içinden çıkmıyordum fakat gene de iyi hissediyordum, alışıyordum.

Neredeyse haber kanallarını zapping yapmıyor, twitter da son vaka sayılarına bile bakmıyordum.
Açıkcası kendimi dinliyordum.
Belki de eksik yanlarımı keşfediyor, yarım kalanlarımı tamamlıyor ve yaralarımı sarıyordum.
 Açıkcası kendimle o kadar meşguldum ki instagram'a bile fotoğraf atıp çıkıyor, kimin ne yaptığı pek umrumda olmuyordu.

Yatağıma yayılan kitapları karıştırıyor gerekli gördüğüm yerleri kırmızı bir kalem ile çiziyor, özellikle gezi ile alakadar dergilere bakarak hayaller kuruyordum bulutların ötesine...
Yani günlerim birbirinden pek farksız gibi olsada mutlu olduğum anlarım daha da fazlaydı kendimleyken bile...
Yakınımda oturan biricik yeğenlerim bu dönemde en iyi gelen şeydi bana!
Onlarla olmak, vakit geçirmek bir nevi yeniden doğmama ve bu hapis durumu unutmama sebep oluyordu. Uzakta olanlarım ise bir whatsapp tuşu kadardı.
Bu süreçte bana en en en çok onların mutluluğu, boylarından büyük hayalleri ve düşleri iyi geliyordu.
Zaten başka bir şeyin de önemi yoktu!
...

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (31 Mar, 2020, 2:38öö PDT)


evde fotoğrafkarantina fotoğrafları

instagram fotoğrafçılığı

plaster art


başak sayan

“Bir gün, küçük bir kozada minicik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan bir adam, bedenini o minicik delikten dışarıya çıkartmak için çabalayıp duran ama onca çabaya rağmen bir arpa boyu yol alamayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kelebeğin kozasındaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla küçücük, kupkuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının büyüyüp gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.
Adamın anlayamadığı, kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin aslında o kelebek için gerekli olduğu idi. Çünkü bu, kelebeğin kaderini gerçekleştirebilmesi için, içinden geçmesi gereken Tanrı’nın bulduğu bir yoldu!”

Herkese merhaba,
Karantina günlerinde okuduğum beni en derinden etkileyen kitap oldu Kelebeğin kaderi...
Bu süreç içerisinde okunacak daha oldukça kitap var.
Kitabın yazarı Başak Sayan.
Bu yazarın ikinci kitabı...
İlkini de okumuş ve yine oldukça beğenmiştim ama bu eserinin yeri bende ayrı. Sanırım hayata uygulanabilirliği oldukça daha yüksek ve eğlenceli olduğundan.
Kitabın arka kapağında yer alan yazıdan bir bölüm paylaşmak isterim sizinle. Modern dünyanın kahramanlarının sevmek, sevilmek, acı çekmek ihanete uğramak ve kendini keşfedip kaderini gerçekleştirmek yolunda yaşadıkları yoğun ve sarsıcı bir serüven Kelebeğin Kaderi. 
Tesadüflerin hayatı nasıl yönettiği ve aslına bakarsak hiç bir şeyin rastlantı olmadığı, her adamın ve her deneyimin yaşam yolunda birer basamak olduğuna dair epik bir anlatı, bir modern vakit masalı.Yaşamın karşınıza çıkardığı işaretleri ayrım etmeye, en derin acılarınıza başka gözle bakmaya ve tüm yaşadıklarınızın nedenini keşfedip kozanızdan çıkmaya hazır mısınız? 
Diye yazılmış satırlar..
Bu kitabı okumaya adım atmak meraktan, ama devam edebilmek ise bir seçimden ibaret bence.

Kendini keşfetmek, olaylara başka açılardan bakabilmek ve de en önemlisi kendine karşı dürüst olabilmek harbiden cesaret isteyen olgular benim gözümde. Sizi bazen rahatsız edecek, zorlayacak ama ilerleme isteğinizi de kamçılayacak anlatılar ile dolu bu roman ve mutlaka bayağı değil...
Ruhunuzu değiştirecek, ümit verecek, tüm güçlükleri atlatmayı denemeye hazır hale gelmenizi sağlayacak olabilir, şayet harbiden buna cesaretiniz, gücünüz ve isteğiniz varsa...
Okumaya devam ettikçe o gücü kendinizde hissetmeye başlamış olacak ve sizler de bir başlamak isteyeceksiniz.İnsanın gücünü, benzer acılara karşın hala nasıl direnme ve hayatta kalma gücünü bulabildiğini düşünüp sorgulamaya başlayacaksınız, şayet hayatınızda şimdiye kadar bunları sorgulamadı iseniz...
En başından sonuna kadar temponun hiç düşmediği ,ve tam can alıcı yerde diğer karakterlerin hayatını anlatmaya geçildiği, olağan dışı ve harekete geçiren bir eser olmuş.
572 sayfanın her satırı mutlaka okumaya değer.
Ruhunuza iyi gelecek bu romanı okumanızı ısrarla öneririm.
sevgilerimle,
Feyza Tanyolaç

başak sayan





kuru fasülye + pilav + cacık

Türk mutfağını denince mutlaka kuru fasülye gelir akla...
hemen hemen her mutfakta pişirilen kuru fasülyenin yanında olmazsa olmazı mis gibi tane tane pilavı ve bir de mutlaka cacık gelir!
Hem içinde bulunduğumuz ramazan hem de karantina günlerinde anne lezzetini özeleyenler için vazgeçilmez lezzetlerimizden olan kuru fasülye, pilav ve cacık tarifimle karşınızdayım.
Tarif nerede diye soracak olursanız altta videosunu paylaşıyorum!

Bu arada kanalıma abone olmayı ve videoyu da beğenmeyi unutmazsanız çok sevinirim.
şimdiden afiyet olsun.
- artık özgürüm. öyle yalnızım ki . . .
Karantina günleri hızla geçiyor.
Daha önce alışık dahi olmadığım şeylere alışıyor ve her geçen gün kendimi keşfe çıkıyordum.
Açıkcası her günüm boş olduğundan zaman ayırabileceğim çok şey oluyordu...
Bir günde tam sezon izlenen diziler, artık raflarda değilde yatağıma savrulmuş kitaplar ve içimdeki sanatçı ruhum.
Oysa kendimi hiç bu kadar tanımamıştım.
Şehrin kaosu içinde zaman geçirirken insanın kendini pek tanımadığını ve kutularını açmadığının farkına vardım....
Her gün farklı uğraşlarımın dışında hemen hemen aynı geçiyordu, sabaha karşı uyumaya alışkın ruhumu ise uyku modunda dinlediğim olumlamalar ile ödüllendiriyordum.
Evet, günler hızla akıp gidiyordu! Artık takvimler 29 Martı gösteriyordu.
Anlamadan geçen günler bir bakıma iyiydi, oysa bazı günler daha da hızlı geçtiği kanısındaydım üstelik.
Duvara yaptığım çalışma yerini bir kenara atılmış resim defterine bırakmıştı. 
Çünkü içinde bulunduğum yalnızlığımın en büyük ilacı olacaktı!
Büyük bir huzurla karalamanın keyfini sürecektim...


İnsanın içinde olduğu durumu ifade edebilmesi sanattır.
Yoğurduğunuz hamur, çizdiğiniz bir resim, gökyüzüne bakış şekliniz, bestelediğiniz müzik, hatta söylediğiniz laf.
Aslında yaşamak bir sanat!

Beni Sesimden Dinleyin...

Aslında Karantina döneminden önce podcast yayını yapmaya başladım fakat burada sizinle şimdiye kadar paylaşmadım.
Bu vesileyle, karantina dönemindeki son podcast'imi de size takdim edeyim.



Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (24 Nis, 2020, 3:46öö PDT)



Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (25 Mar, 2020, 12:50ös PDT)




bağışıklık güçlendirici
Herkese merhaba, evde karantina altında kaldığımız şu günlerde hem koronavirüs'ten korunmak için hem de diğer hastalıklara direncimizi artırıp güne dinamik başlamak ve bağışıklık sitemimizi kuvvetlendirmek için bol bol taze meyve ve sebze tüketmeliyiz.
Arzu edenler de benim gibi bunların suyunu çıkarıp içecek olarak da tüketebilir! Ayrıca içerisine
bolca zencefil ve zerdeçal ilave ederek hem hücre yenilenmesine hem de bağışık sisteminizin güçlenmesini sağlarsınız. 

Hala abone değilseniz kanalıma ABONE olmayı, zili açmayı unutmayın. Sizinde farklı tarifleriniz varsa yorum kısmına ekleyin. 
Kanalıma ABONE olmak için tıklayın! 

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

INSTAGRAM'DA BENİ TAKİP ET

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (12 Haz, 2020, 1:38ös PDT)

onur erol

Erkek Moda ve Lifestyle Blogger, mutfakta harikalar yaratırım, yazarım, çizerim ve resim yaparım,

YOUTUBE KANALIMA ABONE OL

TRANSLATE

Arşive Gözat

  • ▼  2022 (3)
    • ▼  Mart (2)
      • Baharın NFT Hali Feriye’de!
      • How to pick a great utility NFT like Space Albert
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2021 (12)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2020 (30)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (10)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2019 (42)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (9)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (3)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2018 (25)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2017 (31)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2016 (61)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (8)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (9)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (9)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (2)
  • ►  2015 (96)
    • ►  Aralık (9)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (15)
    • ►  Eylül (10)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (10)
    • ►  Haziran (9)
    • ►  Mayıs (6)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (7)
    • ►  Şubat (7)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2014 (66)
    • ►  Aralık (5)
    • ►  Kasım (7)
    • ►  Ekim (10)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Nisan (5)
    • ►  Mart (8)
    • ►  Şubat (6)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2013 (51)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (4)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (5)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2012 (111)
    • ►  Aralık (10)
    • ►  Kasım (11)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (9)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (8)
    • ►  Haziran (11)
    • ►  Mayıs (7)
    • ►  Nisan (9)
    • ►  Mart (10)
    • ►  Şubat (13)
    • ►  Ocak (10)
  • ►  2011 (9)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (2)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)

Popüler Yayınlar

  • Kış geldi...
    Hepinize merhaba, artık kışın soğunu iyice hisseder olduk.  Havaların ciddi anlamda soğudu şu günlerde eminim ki benim kadar siz de ne giyec...
  • Kitap önerisi: Nermin Bezmen Sır I Aurora'nın İncileri
    Merhabalar, Karantina günlerinde okumaktan keyif aldığım iki kitabı daha sizlere önermek isterim.  Her iki kitabı yazmak istememin nedeni bi...
  • adidas Originals by Jeremy Scott
    adidas Originals ve modanın yaramaz çocuğu Jeremy Scott, İlkbahar/Yaz 2013’de adidas’ın ikonik modellerine yaptığı görkemli ve eşsiz dokunuş...
  • BODRUM BODRUM
    Hepinize tekrardan merhaba, geçtiğimiz hafta bloggerları takip edenler bilecek ki sevgili arkadaşım Meriç Küçük yani nam-ı diğer Maritsa...
  • Kitap Önerisi : Kehanet Vaatleri
    Herkese uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar, bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde hepimiz evlerimize kapanmış durumdayız. Umarım kısa za...
  • BOTOX HAKKINDA
    ufak dokunuşlarla kaz ayaklarına ve alın çizgilerine bye bye 👋🏼 💉 @drilkermanavbasi Onur Erol (@onurollstyle) tarafından paylaşılan bir f...
  • MEYRA I KİTAP
    Merhabalar, Bugün sizlere uzun zamandan sonra yeni romanını yayınlayan Sinan Akyüz'ün eseri Meyra'dan söz edeceğim. Beni yaşanmış hi...
  • Mont, Triko Ve Kazak Mevsimi Geldi!
    Mont, Triko Ve Kazak Mevsimi Geldi! Herkese merhaba, Sonbahar mevsimi geldi çattı! Sizi bilmem ama ben sonbahar ve kışı da pek severim. Doğa...
  • Günün Menüsü: Kuru Fasülye + Pilav + Cacık
    Türk mutfağını denince mutlaka kuru fasülye gelir akla... hemen hemen her mutfakta pişirilen kuru fasülyenin yanında olmazsa olmazı mis gibi...
  • Bir Kış Şarkısı...
    Bugün hava sıfırın altında on Seni düşündüm ama inan bu son Mesela sen hiç kardan adam yaptın mı Basılmamış kara bastın mı Ve üzülmek için ç...
onurollstyle. Blogger tarafından desteklenmektedir.

FOLLOWERS

SUBSCRIBE & FOLLOW

  • Home
  • Trending
  • _Gadgets
  • _hello
  • contact

Follow Us

  • bloglovin
  • pinterest
  • instagram
  • facebook
  • Instagram

Hello...

Kötüye Kullanım Bildir

Hakkımda

Fotoğrafım
Onurollstyle
Profilimin tamamını görüntüle

Bu Blogda Ara

Instagram

Yeni içerikleri e-postayla alın:
Powered by follow.it
  • Ana Sayfa

Mobile Logo Settings

Mobile Logo Settings

onurollstyle

Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates