AMAN ADANALI . . .



Herkese tekrardan merhaba!
Geçtiğimiz haftalarda hem Alaçatı'da Ot Festivali hem de Adana'da Portakal Çiçeği Festivali yapıldı. 
Ben de ilk olarak Alaçatı'ya oradan da Adana ya doğru yol aldım. 
Alaçatı Ot Festivali'ni daha önceden de bildiğim için orada sadece 2 gün bana yeterliydi bu yüzden de hem Adana'yı keşfetmek hem de neymiş bu 'Portakal Çiçeği Festivali' bunu görmek için yolumu ve bir kaç günümü orada geçirme kararı aldım. 
Bu yüzden de ilk olarak Portakal Çiçeği Festivalini kaleme alıp hem de yeni keşfettiğim Adana hakkında birşeyler yazmak istedim. 

Öncelikle şunu söyleyerek lafa gireyim!  Adana'yı sanırsam kafamda çok fazla büyütmemekle ne kadar büyük hata yaptığımı size söylemem gerekiyor. 
Daha gitmeden önce takındığım ön yardılarımın hepsi oraya adımımı attığım anda sona erdi. 
NE GÜZELSİN ADANA



İstanbul gibi büyük ve metropol bir şehirde yaşayınca diğer şehirler insana biraz ufak, gelişmemiş geliyor. 
Bir çok şehir gezdim ve gidip gezme fırsatını yakalayınca da bu fikirlerimin hepsi tamamen çürüyor ki Adana'da bu fikrimin tamamen değişmesine neden oldu. 
Bir şehrin insanı bu kadar modern, kafeleri, restoranları ve gece kulüpleri bu kadar renkli olabilirdi bunu gördüm yani. . . 
Orada karşılaştığım manzara buydu!  İnsanları son derece cana yakın, yardımsever ve hakikatten modern. 
Evet, Alaçatı zaten bilindik hem yazlık hem de modern olabilmesi çok doğaldı ama koca bir şehrin bunu içinde barındırıyor olması benim için çok önemliydi! 
Yemeyi ve içmeyi hiç bahse sokmadan konuşursak gerçekten benden tam not aldı Adana ve Adanalılar. 


Gelelim yeme içmeye. . .
Adana'da birçok yeme içme mekanı var bunlar istanbul gibi büyük şehirlerdeki ile yarışacak hatta bir tık yukarı çıkabilecek yerlerdi. 
Yani çok modern ve karma bir şehrin içinde yaşayınca nasıl olurda Istanbul'da bu gibi şeyler yapılmazı düşünmedim de değil. 

Örneğin bizi ağırlayan ve herşeyimiz ile ilgilenen Next Republic gibi ama tüm bunların dışında bir şehri veya ülkeyi gezerken her zaman doğal ve oraya has son derece salaş ve doğal yerlerde görme derdinde olduğumdan dolayı Adana bu konuda bence en doğru yerdi!
Sabah kalkıp nerede tezgah açtığını bilmediğin bir börekçiyi kovalamak.


Ne alaka ise Adana'da Meşhur Muzlu süt ve yanında sabahın o saatinde veya herhangi bir saatte yiyeceğin tostu ile bir büfe...




Adana Kebabına biz dışardan olduğumuz için öyle diyoruz orada sadece kebap deniyor. 
Ve iyi kebap için sizi kapıda karşılayacak arabanızı çekecek valeler falanda beklemeyin. 
Son derece rahat bir sokakta bir otoparkın içinde o mükemmel lezzete masanızın üzerine serilmiş birkaç kağıt parçası üzerinde erişebilirsiniz. 















Tatlı mı dediniz? 

Yahu Yedik eğlendik ve tam dönüyoruz hava alanına doğru yoldayız tam son dakika uçağın kalkmasına ramak kala sevgili Murat son dakika golü atıyor!  İstanbul'la doğru yol almadan evvel bizi ismini hatırlamıyorum bir sokak içerisinde bir yere götürüyor ve diyor ki utanmadan burayı görmeden sizi Istanbul'a yollamayacağım. 

Ve herneyse biz o sokağa varıyoruz. Sıradan bir dükkan içerisine giriyoruz. 

O da ne sıradan bir baklava dükkanı her neyse zaten tatlı sevmem Ayşegül ile kendisi yer diye umut ederek oturuyorum. 

2 porsiyon kadayıf söyleniyor ve masaya geliyor. 

Ayşegül büyük bir iştahla Kadayıfını yerken ben bir taraftan acıyarak bakıyorum. 

Yani oldum olası tatlı sevmeyen biri olarak normaldi bu düşüncelerim. 
Onun ısrarı ve mekana ayıp olmasın diyerekten bir instagram hikayesi için ağzıma bir lokma atıyorum...
O da ne? Ben ki Onur, normalde bu kadar tatlı yemeyen biri olarak bu sefer cidden çok yanılmışım ve büyük hata yapmışım
Bu Tatlı bir enfesss! video ise altta. :)








Ya altta gördüğünüz kabak tatlısına ne dersiniz? Bunların hepsi işte Doğan Kaymaklı Kadayıf'ta ve orası da Adana'da!!!






0 YORUM