Herkese selam, beni instagram'dan takip edenler biliyor ki geçtiğimiz pazartesi günü yolumu yine moda haftası için Milano'ya düşürdüm. Bir kaç defile ve birçok event ziyareti gerçekleştirip sonrasında ise aşık olduğum Roma'ya uğradım. Milano moda haftası incelemelerime sonradan yer vereceğimi şimdiden size söylemek istiyorum fakat öncesinde ilk gün ne giydiğimi paylaşmam gerekiyor sanırsam. :)
Moda haftası kapsamında ve sonrasında kombinlerimi tamamlamamda yardımcı olan öncelikle Deichmann , Claude Bernard, Les Benjamins ve Gentle Monster a ayrıca daha hiç kimsede olmayıp ilk giyenlerden biri olduğum için ayrı bir heyecanlı olduğum sıra dışı kombinleri bana sağlayan LaSalle Collage ailesine çok teşekkür etmek istiyorum.
Sonraki postlarımda kombinlerimin detaylarını anlatacağımdan hiç şüpheniz olmasın hatta yine güzel bir çekilişin süprizini de size şimdiden söylemek istiyorum.
Yeni bir gezi yazısı ile karşınızdayım! Biliorsunuz ki İtalya ile yakından bir gönül bağım var bu gönül bağı her sene daha da büyüyor. Geçtiğimiz haftalarda Milano ve sonrasında Saronno'ya The Mixing Star " yarışmasını izlemek hem de Disaronno'nun çekirdek halinden başlayan o büyüleyici hikayesi ile tanışmak için gitmiştim.
İtalya gezimizin son gününde ekip ile araçla bir saat mesafedeki Como gölüne geçtik. Fakat vaktimiz kısıtlıydı ve bu yüzden hızlı bir şekilde karar verip şehri ilk olarak tepeden görmek lazım diyerek teleferik ile yukarıya çıkıp ilk olarak gölün eşsiz güzelliğine burada seyre daldık...

İtalya’nın üçüncü büyük gölü Como’nun kenarındaki en büyük yerleşim yeri göl ile aynı ismi taşıyan Como kenti. Bölgenin nüfusu 86 bin civarında, burası Milano’ya sadece 45 kmuzaklıkta. Buraya kimler geliyor? diye soracak olursanız, turist profilini ağırlıklı olarak zengin Amerikalılar ve Avrupalılar oluşturuyor. Zengin turistlerin dışında pek çok ünlü sanatçı, sinema oyuncusu ve politikacı yılda 1-2 kez de olsa Como Gölü’ne mutlaka uğruyor. Çünkü Como’da misfirlerine doğayla içiçe konforlu bir tatil sunuyor.
Çevresindeki dağları ve ormanlarıyla muhteşem bir manzara keyfi sunan Como gölü etrafındaki birçok köy ve kasabaya hareketlilik katıyor. Bu köy ve kasabalara kara yoluyla olduğu gibi vapurlarla da ulaşmak mümkün. Sahilde sırası ile Cernobbio, Argegno, Lenno, Tremezzo, Menaggio, Pianello, Musso ve aralarında ufak tefek yerleşim yerleri bulunuyor. Gölün karşı kıyısındaki öenmli yerler Belaggio, Varenna ve Lecco.

Yukarıya vardığınızda birbirinden güzel yapılar ve evler görebileceğinizi söylemek isterim. Bunun dışında teleferik bitiminde bir kaç kafe ve restoran şehrin keyfini sürerken yemek yeme veya bir kahve içmek için size fırsat verir.
Duomo’ya, yani şehrin en büyük katedraline yürürken labirenti andıran dar sokaklar çıkıyor karşınıza. Şık mağazalar ve butiklerle dolu bu sokaklar şehir kulesi ve Buroletto Sarayına açılıyor.
Como’yu gezmeye Volta Meydanı’ndan başlamak gerek. Meydanın tam ortasında bir zamanlar burada yaşayan, pilin mucidi, fizikçi Allessandro Volta’nın heykeli dikkat çekiyor. Dev saksılardaki çiçeklerle renklendirilen meydan otel ve restoranlarla çevrili. Como Gölü, aynı zamanda mimarlık mesleğinin doğduğu bölge olarak da biliniyor. 3 bin yıl önce Como’lu inşaatçılar bir araya gelerek mimarlığın temellerini burada atmış. Zaten, göl kıyısındaki villa ve şatoların mimarisi de bunu kanıtlar nitelikte.
Herkese merhaba, geçtiğimiz hafta benim için yoğun ama bir o kadar güzel bir haftaydı...
İlk olarak Disaronno'nun düzenlemiş olduğu en iyi barmen seçimi için soluğu Milano'da aldım. Güzel bir Milano kaçamağında, bir likörün derin tarihi ve İtalya'nın eşsiz güzelliklerini biriktirip yurda döndüm. Disaronno macerasını bir sonraki postlarımda anlatacağımdan emin olabilirsiniz.
Neyse yurda döndüm dedim ama İstanbul'a değil soluğu hemen Alaçatı'da aldım. Bu yaz bolca Flyinn beach'te olacağımın müjdesini size vermek istiyorum. Muhteşem Çeşme'nin en güzel koyuna kurulmuş plajda kendimi bir o kadar özgür hissettiğimi beni insagram'dan (
onurollstyle) takip edenler biliyordur.
Gerek güneşlenme, gerek dans bunun dışında bolca meditasyon ve yoga için mükemmel bir yer...
Flyinn hakkında bir çok post yayınlayacağımdamn burada çok fazla detaya girmek istemiyorum. beni takipte kalırsanız zaten sizde benimle keşfe çıkmış olacakasınız.
Hepinize sevgilerimi sunuyorum.
****
Hi everyone, I had trip late last week in Milan and Izmir .
First, I took a breath of Milan , which was held for the best selection of Disaronno bartender . A nice getaway in Milan , I returned home to accumulate the unique beauty of the deep historical and Italy liqueur. Disaronno adventure to be sure that I will tell you in my next post .
I could happen this summer in Alacati Flyinn beach.
Both the sun , must dance a perfect place for meditation and yoga plenty out of it ...
I published a post about Flyinn do not want to get into too much detail here . If you follow me in my instagram (
onurollstyle) , you have seen a lot of photo .
Love to you all
Toptank: TOPMAN
Coton pants : ZARA
Hat: MUDO
Milona postlarının en sonundan herkese merhaba!
Milano'da kaldığım süreç içerisinde bana kapısını sonuna kadar açan sevgili tasarımcı arkadaşım, dostum Zeynep Güntaş'a teşekkür etmek istiyorum. Orada geçirdiğim zaman diliminde sayesinde daha da çok şey başardım.
Bir tasarımcının evinde kalıpta üzerine birşey uydurmasan olmaz tabii ki :)) Milano'da kendi kombinlerimden çok zeynep'in tasarımlarını giymeyi tercih ettim. üzerimde gördüğünüz ceket Zeynep Guntas imzalı, Pantolonum H&M, takılarım Gazzas, Ayakkabım ise Deichmann Türkiye'den.
Bu arada Önümüzdeki haftalarda gerçekleşecek olan Moskova fashion week'te Zeynep'in de defilesi olaracak. kendisine buradan sevgilerimi iletiyorum.
İstanbul Fashion Week'te görüşmek üzere :))
Hello everbody!
This is my second outfit up on the blog for the Milan fashion week!
On the second day of fashion week a little ethnic clothes I wore. Patterned trousers from Zara, I get from Cappadocia handmade bags and scarves
*****
Herkese merhaba, Milano moda haftasının ikinci kombini çiçek desenli zara pantalonum, Kapadokya'dan almış olduğum el yapımı çantam ve yazmam ile biraz etnik bir havaya büründüm. Ayakkabılarım ise
Deichmann'dan

Hello everyone what’s up?
This is my first outfit up on the blog for the Milan fashion week!
I’m wearing for Prada fashion show from Zara studded leather jacket and black jeans, Gazzas bracelet, Alberto Vanetti glasses, Fred Perry bag, my shoes are on my side for the entire fashion week was from Deichmann!
Thanks a lot everyone.
****
Geçtiğimiz hafta sevgili Duygu Şenyürek ile Dünya markalarının buluştuğu ortak noktada tam da Milano'da harika bir moda haftası geçirdik. Özellikle süper bir ikili olduğumuzun altını çizmek istiyorum nedeni ise biz burada valizlerimizi hazırlarken hiçbir şekilde kombinlerimiz hakkında birbirimize bilgi vermememize rağmen süper bir ikili olduk! Biz gerçekten oarada süper bir vakit geçirdik. Dünyaca ünlü bloggerlar ile aynı havayı solumak sohbet etmek ve kendimizi modanın merkezinde hissetmek gerçekten çok keyifliydi. +Chiara Ferragni , +MARIANO DI VAIO ve +Bryan Boy 'a buradan sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum. Milano moda haftasının 2. gününde gittiğimiz Prada defilesine tercihim Zara'dan zımbalı deri ceket ve siyah jean, bilekliğim Gazzas, gözlüğüm Alberto Vanetti, çantam Fred Perry, ayakkabım ise tüm fashion week boyunca yanımda olan Deichmann'dan oldu! Bu arada altta Milano street fashion ile ilgili bir video var izlemeden geçmeyin!
Bir sonraki Milano postunda görüşmek üzere :))
 |
Prada defilesine Duygu'nun tercihi Nunuscloset.com'dan püsküllü etek, Chloe susanna botla, deri Mango ceket ve Prada çantasıydı. |