onur erol
  • ANASAYFA
    • HOME
  • ARSİV
  • MAIL GÖNDER
  • BENİ TAKİP ET
    • INSTAGRAM
    • YOUTUBE
    • FACEBOOK
    • TWITTER




Herkese merhaba,
Türkiye’den ayrılmadan bir hafta sonumu Anadolu yakasının en yenisi ve en keyiflisi olan Emaar Square Mall'de geçirmiştim.
Şehir hayatının ve İstanbul'un olmazlarındandır alışveriş merkezleri. . .
Bir alışveriş merkezi ne kadar kapsamlı olursa herkes için o kadar keyifli ve özel oluyordur.
Hafta sonu deneyimlediğim keşfim sonunda anladım ki özellikle Emaar Square Mall alışveriş merkezinin ötesinde bir yaşam alanı oluşturmuş İstanbul için.  Hem biz gençler hem de çocuklu aileler için birbirinden  farklı ve eğlenceli deneyimler sunuyor. Neden mi?
Hayatımdaki ilk akvaryum gezisini Emaar Square Mall'de deneyimledim ve burada gördüğüm hayvanlardan o kadar etkilendim ve o kadar keyif aldım ki bunu biricik yeğenlerimle paylaşmasam olmazdı. Özellikle penguenlerin yanlarına gidip kız kardeşimi görüntülü arayıp bizim 2 faremiz Ecrin ve Beyza ile bu anı paylaştım.
Onların sevinçleri benimki ile birleşince bir başka mutlu oluyor insan.
Ve tabii ki onlara sadece telefon ekranından göstermekle kalmadık bir sonraki gün onların mutluluğuna mutluluk katmak için kız kardeşim ve eşi güzel bir sürpriz yapmışlar :)
Gelelim o gün neler yaptığıma?
İlk olarak ferah bir alana sahip olan avlusunda keyifle kahvemi yudumladım, ardından alışveriş merkezinin içine dalıp indirimden bulduğum birkaç parça bir şey kaptım.
Bu arada fotoğraflarda da göreceğiniz gibi  alışveriş merkezi içinde bazı bölümler o kadar özel olmuş ki! Özellikle tek başına olsam da hiç sıkılmadım çünkü tam yemek yediğim saatte çok güzel bir konsere denk geldim.
Burada her hafta bir konserler oluyor. Birbirinden farklı sanatçılar sahnede yer alırken siz de yemeğinizi yerken veya kahvenizi yudumlayabiliyorsunuz.
Şu anda ise My Childhood in Summer sergisi yer alıyor. Çocukluk anılarınza yolculuk yapmak isterseniz bir göz atın derim.
Ayrıca hatırlatmakta fayda var belirli günlerde de birbirinden farklı etkinlikler ve workshop’ları da @emaarsquaremall'den takip edebilirsiniz.
Buraya ulaşım inanın ki çok kolay arabası olanlar için daha kolay olsa da ben Tarabya'dan buraya gelmem ise sanıldığı kadar zor olmadı Hacıosman metro’su ve sonrasında metrobüs ile yaklaşık 40 dakikaya burada oldum.


























Herkese merhaba,
İnstagram'da beni takip edenler biliyor ki haftaya Bodrum'da Yelken yarışları ile başladık.
İlk kez tekne de yaşamanın sevinci gerçekten paha biçilemez üzerine bir de yarışları eklersem duygularıma tercüman olacak birçok kare var. 
Deniz'de yaşam sürmek mavinin dilinden anlamak, martılara ve balıklara selam çakmak, gün doğumu ve gün batımını izlemek keyifli yaşamak için en güzel şey değil miydi. . . 

İşte hikaye böyle başladı denizde, gözünü açar açmaz alabildiğince güzel mavi karşılıyor seni sonrası ufacık ama yeterli bir odan, minicik bir banyo yeteri kadar yiyecek ve yarış tekneleri arasında seyir.
 Era Yat Kulübü tarafından düzenlenen uluslararası deniz festivali ve yelken yarışı The Bodrum Cup, deniz meraklılarına ve profesyonel yat mürettebatına yelkenciği öğretip benimsetmek üzere 1989 yılında başlatılmış ve kesintisiz olarak denize gönül verenler sayesinde bugüne kadar gelmiş.
Koyların ve Denizlerin korunmasına kadar bir çok projeye imza atan bu yarışlarda beni etkileyen gerçekten Özel çocuklarımızın boyadığı numaraları bayraklar  bu yarıştaki teknelere renk katmasıydı.
Altta ise paylaşmış olduğum fotoğraflarda bunları görebilirsiniz.
 Yarışlar, 17 Ekim Tav Passport Etabı, Kisebükü-Bodrum ile başladı ve sırasıyla Metro Etabı Kisebükü-Bodrum, Anadolu Sigorta Etabı Bodrum-Yalıkavak, Teknogym Yalıkavak-Gümüşlük ile ben sonlandırdım.
Yarın ise Palmarina Bodrum Etabı Gümüşlük-Yalıkavak  ile bu güzel yarışlar sona erecek.
105 tekne ve 1500 yelkencinin katıldığı bu yarışlarda birbirinden güzel etkinliklere de dans edip eğlendiğimizi de söyleyip sizi çekmiş olduğum fotoğraflarla baş başa bırakıyorum. İlerleyen günlerde ise bu etkinlikteki Benetton kombinlerim ile karşınızdaolacağım. 





























Roma  denince herkesin aklına muhakkak geçmişten günümüze gelen tarihi yapılar geliyor.
Belki de bu yüzdendir ki dünyadaki en çok turist ağırlayan şehirlerin başında geliyor Roma...
Ama Roma'da sanat sadece müzelerde veya sokakta gördüğümüz ünlü kişilerin eserlerinden ibaret değil. 
Birçok İtalyan ve uluslararası sanatçı, son birkaç yılda büyük ve küçük sokak sanat eserlerini, siyah-beyaz ve renkli olarak sokakları kapladılar ve bir zamanlar yarı terk edilmiş sanayi bölgelerini ya da çevredeki mahalleleri gerçek müzelerde dönüştürüp şimdi ise Roma'nın en güzel sokakları haline getirdiler. 
Artık galerilerde nadir bulunan bu eserler gökyüzü ile buluşup gezenleri büyülü bir dünyaya kapı aralıyor.  


Bir önceki postumda da bahsetmiş olduğum gibi Roma'nın bana göre en güzel bölgesinde ikamet ediyorum.
Nedeni ise benim gibi sanata düşkün olan biri için galiba:)
İşte bu yüzden yaşadığım semt San Lorenzo sokakları Grafiti ile ünlü. 
Fakat sadece yaşadığım bölge değil aslında Roma'daki sokak sanatının başlayıp canlanması kentin güneydoğu kesimindeki Quadraro gibi popüler mahalle de tarafından başlıyor ve sırasıyla Ostiense, Testaccio olarak başlayı San Lorenzo'da bitiyor.
Şu ise Roma'nın 150 sokağında 300'den fazla sokak sanatı çalışması var. Bu çalışmalar sadece bu bahsetmiş olduğum yerlerde değil  hemen hemen Roma'nın yer yerinde görmek mümkün. 
İşte size Roma'daki en iyi duvar resimlerini nerede bulacağınızın cevabı! 


Sokak Sanatı için Roma: Nereye Gidilir?
1. Quadraro
Quadraro, Muro projesi sayesinde bir yeniden doğum dönemi geçiriyor. (Museo Urbano Roma), sokak sanatçısı David Daivù Vecchiato'nun yaratılması. Daivù, sokak sanatçıları ve mahalle insanları arasındaki diyalog sayesinde alttan sübvanse edilmeyen bir projedir. Bölgenin sokak sanatı devresi Quadraro-Porta Furba Metro durağında başlıyor ve Via dei Corneli, Via dei Lentuli ve Largo dei Quintili gibi birkaç sokak alanına kadar devam ediyor.
İkinci bölümde, anti-faşist ruhun komşusuna "arı kovanı yuvası" denildiği 1944'deki Quadraro'nun kırığı anısına, Lucamaleonte'nin Yuva Atları'nın en önemli eserlerinden birine rastlıyoruz.

2. Ostiense
Sokak sanatı, yirminci yüzyılın başlarında sanayi Roma'nın öncü bölgesi olan Ostiense'nin yüzünü tamamen değiştirmiş ancak son zamanlarda terk edilmiş bir hal aldı. Ostiense Bölgesi projesi sayesinde, birkaç dünyaca ünlü sanatçı sanayi sonrası endüstriyel atmosferde hayal gücünün verimli bir zemini bulmuş ve Roma'da en büyük sokak sanat eseri yoğunluğunu yaratmıştır.
Duvar resimleri çoğunlukla Piramit ile St Paul arasında Via Ostiense'nin gerisinde ve Via del Gazometro ve Via del Fluviale Limanı gibi bazı yan sokaklarda bulunuyor. Bu şekilde, anti-kapitalist eserleri ile ünlü İtalyan ressamı Blu, şu anda işgal altındaki eski bir askeri mağazada büyük bir eser yarattı: çok renkli yüzlerin gökkuşağına, belki de bölgedeki birçok göçmen için hoş bir mesaj. .

3. Testaccio 
Ostiense'den uzak olmayan, Diğer Ekonomi Kenti çevresindeki alan, Ekskavatör ve çevredeki sokaklarda saygı gören sokak sanatı örnekleri barındırıyor.
Bir örnek, Galvani Caddesi'ndeki ROA tarafından bir binanın yan tarafında yaratılan parçadır. 'Jumping Wolf' adlı duvar resmi, her yerde bulunduğu yerlere özgü siyah beyaz hayvanları her zaman boyayan Belçikalı sanatçıya özgü, idealleştirilmeden daha belirgin olan, sofranın "hayvan" biçimini tasvir ediyor. İş, efsanevi Roma sembolü değil, herhangi bir kurt gibi çok fazla olduğu için eleştirilmiş.

4. San Lorenzo
Benim evimin olduğu yer ve Üniversite yakınlığından dolayı bohem atmosferi sayesinde ilçe, Roma sokak sanatının sıcak noktalarından biri olmuştur. Via dei Sabelli'deki Alice Pasquini'nin parçası Roma'daki en güzel duvar resimlerinden biridir: sanatçının rüyası tarzında gerçekleştirilirken, şehirde oynayan ve yaşayan çocukları tasvir eder.
San Lorenzo Gümrüğü önceki sayılarda Ostiense'de düzenlenen Street Art Outdoor Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor. 15 davetkâr sanatçı, eski Gümrük meclisinde kendi eserlerini icra ettiler.
Roma'daki diğer duvar resimleri San Basilio, Tor Pignattara, Tor Marancia ve Prenestina'da bulunabilir. 
Daha kapsamlı bir genel bakış için, iPhone ve Android için kullanılabilen Street Art Rome uygulamasını indirebilirsiniz.























Herkese merhaba, uzun bir zamandır blog yazamıyordum. Malum Roma'da geçen yoğun okul programı programı yüzünden ayrıca Milano moda haftası ve benim gezme sevdam bu postun ve sonra gelecek postların da gecikmesine neden oldu.
Yaklaşık altı haftalık yoğun okul maceram bitti ve sonunda İstanbul'a geri döndüm. 
Orada geçirdiğim zamanın özellikle okul hayatımı ve yaşadıklarımı burada size anlatmaya çalışacağım. 
Roma'da ikinci haftam ve sonraki günlerim de hafta içi her gün okulda geçti.
Eminim ki orada okumayı düşünen bir çok kişi vardır özellikle yurtdışı dil okulları hakında bilgi almak isteyenler ve orada nasıl bir sistem olduğunu, yaşamın ve zorluklarını merak edenler için böyle bir post yapmak istedim. 
Okulu'umu Roma'ya gitmeden Istanbulda belirli araştırmalar sonucunda ilk olarak bu araştırmayı çeşitli okullar arasından burada okumuş kişilerin yorumları vs gibi seçeneklerin ardından  ( Roma'yı bildiğimden ) şehre yakınlık, yürüme mesafesi gibi seçenekleri göz önünde bulundurarak seçtim. 
Hem şehre yakın olmak hem de okumak için en iyi seçenek sunan benim okuduğum dil okulu Torre di Babele idi. 
İnternet üzerinden okul başvurusunu ( 6 hafta olarak ) yapmamın ardından ikinci olarak orada ev tutmam gerekiyordu. 
Bildiğiniz gibi İtalya da diğer avrupa ülkeleri gibi bizim için çok pahallı özellikle Roma gibi çok turistik bir yerde okumayı göze alıyorsanız araştırmalarınızı çok çok daha iyi yapmanız gerekiyor. 
Hemen hemen her dil okulu gibi benim de seçmiş olduğum okulun da konaklama imkanları vardı.
Hemen hemen tüm okul arkadaşlarım da bundan yararlanmıştı fakat benim gerek yaşım gerekse rahatlık anlayışımdan dolayı başka bir kişinin evinde konaklayamazdım bu yüzden orada ev kiraladım.
Fakat arkadaşlarıma sorduğumda gerçekten gerekte yokmuş daha ucuza okulun sağladığı bu imkandan yararlanmanızı tavsiye ederim.

Gelelim okula...
Okula başlamadan önce çok heyecanlı olduğumu size söylemem gerekiyor. Belirli bir yaşa gelmiş okul zamanını çoktan geçmiş her birey gibi benimde kafamda daha orada olmadan bir sürü şey vardı.
Acaba adapte olabilecek miyim? 
Yaş ortalaması nasıldır?
Anlaşabilecek miyim?
Gibi gibi bir sürü şey kafamı kurcalayarak okul yolunu tuttum. İlk olarak kayıt işlemleriniz tamamlanıyor ve ardından seviye tespit testine alınıyorsunuz. Benim daha önceden Italyanca geçmişim olduğu için bir üst düzey sınıfa alınıyorum ve zil sesini beklemeye koyuluyorum. 

Saat 09:00 da zil çalması ile ile sınıfıma doğru yol alıp sırama oturuyorum. O kadar heyecanlıyım ki anlatmam mümkün değil. Birbirinden farklı ülkeden gelmiş 10 kişi bir sınıf içindeyiz. İlk olarak kimse birbiri ile konuşmuyor. Sadece merhaba der gibi her giren kafa sallayıp yerine oturuyor.
Yaş ortalamaları ise 18-45 yaş aralığı ve bu beni inanın çok daha rahatlatıyor. En azı dan benim gibi belirli yaş almış insanları da orada görmek iyiydi. 
Ve öğretmenimiz olacak güzeller güzeli Alice sınıfa girer. 
Herkese italyanca hoş geldiniz der ve önce kendini ve sonra bizi tanıttırır sınıfa. . .
Bundan Sonrası Çok Daha Kolay! 
İlk ders tanışma aşamasından sonra genel bilgilerle geçti ve o kadar hızlı geçti ki 4,5 saat nasıl geçti anlamadım bile :) 
Bundan sonraki günler de aynen öyle geçecekti belli her geçen gün dersler ağırlaşsa da okul gerçekten çok iyi gidiyordu. 
Her hafta kur atlıyor aramızdan ayrılanlar için üzülüyor ve bir sonraki hafta aramıza yeni yeni arkadaşlar geliyordu. 
Hem bu şekilde dünyanın yer yerinden arkadaşlarım oluyordu hem de yalnız kalmıyorduk.
Okullumuzun haftalık okul içinde ve dışında birbirinden güzel aktiviteleri oluyordu bu şekilde hem Roma'yı keşfediyor, Jestlerini, kültürünü, yeme içme adabını öğreniyor hem de arkadaşlıklarımızı da bir o kadar güçlendiriyorduk. 
Öyle ki whatsapp gruplarımız oluşuyor hemen hemen her gün beraberce buluşuyor, yemek yemeğe veya dans etmeye çıkıyorduk. 
Derslere sıra gelince kitabımız okul öğretmenleri tarafından hazırlanmış özel bir kitap kullandık. 
Kitap Italya'ın kuzeyinden başlayıp güneyine kadar tren yolculuğu yapan biri üzerinden ilerliyorduk.
Bu şekilde İtalya'nın şehirleri hakında bilgi topluyor hem de bu bilgiye eğlenceli derslerimizi ekliyorduk. 
Tüm bunların dışında Roma'da yaşamak çok güzeldi gerçekten çok yalnız da kalsanız sıkılmıyorsunuz. Şehrin büyüsü o kadar güzel ki saatlerce bir anıta bakmak bile yeri geliyor keyif verebiliyor.
Özlediğiniz şeyler tabii ki oluyor. Özellikle ben kahvaltıyı çok özlüyorum mesela ve ayrıca çorbayı :) 
Hayat burada bize göre cidden pahallı yani euro olmuş 4 küsür TL bu tabii ki bizim paramızın değersizliğinden kaynaklı! Bundan dolayı burada geçirceğiniz zaman diliminde nerede nasıl harcama yapmanız gerektiğini bilmek zorunda oluyorsunuz. 
Ben genel olarak özellikle sabah ve öğlen için market alışverişi yapıyordum. Peynir, ekmek meyve ve hafif atıştırmalıklar bu iki öğünü kurtarıyordu. Roma özellikle turistik bir şehir olduğu için mümkün olduğu kadar bu lokasyonların dışında yemek yemeğe özen gösterdim. Daha lokal ve daha lezzetli! Oturduğum semt San Lorenzo gerçekten benim için en güzel yerlerden biri! Çünkü gerçek yerel halk, üniversite semti ve gece gündüz ne istersem ayağımın dibindeydi ve bu yüzden harcamam düşündüğümün daha bir altında oluyordu.
Roma'da telefon ( internet ) kullanımı:

Orada bulunduğum zaman diliminde Italyan hattımı kullandım. Gerçekten bir haftalık dahi oraya gidince bu hattı kullanıyorum.  Hattı ilk alınca 30 euro bir rakam ödüyorsunuz sonrasında ise aylık 9 Euro'ya 20 GB internet paketi alıyordum.

Roma'da Ulaşım:
Belki de en çok merak edilen bu konu ama şunu söylemek isterim ki eğer tatil için Roma'ya gelecekseniz bence yürüyün çünkü her yer o kadar yakın ve yürüme mesafesi ki buna cidden şaşırırsınız. 
Ama benim gibi orada uzun süre kalmayı düşünenler için burada olduğu gibi orada da ulaşım için kartlar var. 
Ben 30 günlük Roma kart alıyordum yaklaşık 34 euro istediğin kadar metro, tram, otobüs kullanabiliyorsunuz. 
Aynı şekilde bu kartların 7 günlük ve 3 günlük olanları da var ve Termini içinde tabacchi lerde satılıyor. 

Şimdilik benden bu kadar oradaki tüm arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi çok özledim. 
Ama biliyorum ki biz tekrar görüşeceğiz ve hepimiz birbirimizi ziyaret edeceğiz.
Umarım bu yazdıklarım sizleri biraz olsun rahatlatmıştır.
Okulum ile alakalı bilgiye bu link ten ulaşabilirsiniz. 
http://www.torredibabele.com/tr/



























Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

INSTAGRAM'DA BENİ TAKİP ET

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (12 Haz, 2020, 1:38ös PDT)

onur erol

Erkek Moda ve Lifestyle Blogger, mutfakta harikalar yaratırım, yazarım, çizerim ve resim yaparım,

YOUTUBE KANALIMA ABONE OL

TRANSLATE

Arşive Gözat

  • ▼  2022 (3)
    • ▼  Mart (2)
      • Baharın NFT Hali Feriye’de!
      • How to pick a great utility NFT like Space Albert
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2021 (12)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2020 (30)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (10)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2019 (42)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (9)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (3)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2018 (25)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2017 (31)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2016 (61)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (8)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (9)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (9)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (2)
  • ►  2015 (96)
    • ►  Aralık (9)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (15)
    • ►  Eylül (10)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (10)
    • ►  Haziran (9)
    • ►  Mayıs (6)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (7)
    • ►  Şubat (7)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2014 (66)
    • ►  Aralık (5)
    • ►  Kasım (7)
    • ►  Ekim (10)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Nisan (5)
    • ►  Mart (8)
    • ►  Şubat (6)
    • ►  Ocak (6)
  • ►  2013 (51)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (4)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (5)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (7)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2012 (111)
    • ►  Aralık (10)
    • ►  Kasım (11)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (9)
    • ►  Ağustos (6)
    • ►  Temmuz (8)
    • ►  Haziran (11)
    • ►  Mayıs (7)
    • ►  Nisan (9)
    • ►  Mart (10)
    • ►  Şubat (13)
    • ►  Ocak (10)
  • ►  2011 (9)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (2)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mayıs (1)

Popüler Yayınlar

  • Kış geldi...
    Hepinize merhaba, artık kışın soğunu iyice hisseder olduk.  Havaların ciddi anlamda soğudu şu günlerde eminim ki benim kadar siz de ne giyec...
  • Kitap önerisi: Nermin Bezmen Sır I Aurora'nın İncileri
    Merhabalar, Karantina günlerinde okumaktan keyif aldığım iki kitabı daha sizlere önermek isterim.  Her iki kitabı yazmak istememin nedeni bi...
  • adidas Originals by Jeremy Scott
    adidas Originals ve modanın yaramaz çocuğu Jeremy Scott, İlkbahar/Yaz 2013’de adidas’ın ikonik modellerine yaptığı görkemli ve eşsiz dokunuş...
  • BODRUM BODRUM
    Hepinize tekrardan merhaba, geçtiğimiz hafta bloggerları takip edenler bilecek ki sevgili arkadaşım Meriç Küçük yani nam-ı diğer Maritsa...
  • Kitap Önerisi : Kehanet Vaatleri
    Herkese uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar, bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde hepimiz evlerimize kapanmış durumdayız. Umarım kısa za...
  • BOTOX HAKKINDA
    ufak dokunuşlarla kaz ayaklarına ve alın çizgilerine bye bye 👋🏼 💉 @drilkermanavbasi Onur Erol (@onurollstyle) tarafından paylaşılan bir f...
  • MEYRA I KİTAP
    Merhabalar, Bugün sizlere uzun zamandan sonra yeni romanını yayınlayan Sinan Akyüz'ün eseri Meyra'dan söz edeceğim. Beni yaşanmış hi...
  • Mont, Triko Ve Kazak Mevsimi Geldi!
    Mont, Triko Ve Kazak Mevsimi Geldi! Herkese merhaba, Sonbahar mevsimi geldi çattı! Sizi bilmem ama ben sonbahar ve kışı da pek severim. Doğa...
  • Günün Menüsü: Kuru Fasülye + Pilav + Cacık
    Türk mutfağını denince mutlaka kuru fasülye gelir akla... hemen hemen her mutfakta pişirilen kuru fasülyenin yanında olmazsa olmazı mis gibi...
  • Bir Kış Şarkısı...
    Bugün hava sıfırın altında on Seni düşündüm ama inan bu son Mesela sen hiç kardan adam yaptın mı Basılmamış kara bastın mı Ve üzülmek için ç...
onurollstyle. Blogger tarafından desteklenmektedir.

FOLLOWERS

SUBSCRIBE & FOLLOW

  • Home
  • Trending
  • _Gadgets
  • _hello
  • contact

Follow Us

  • bloglovin
  • pinterest
  • instagram
  • facebook
  • Instagram

Hello...

Kötüye Kullanım Bildir

Hakkımda

Fotoğrafım
Onurollstyle
Profilimin tamamını görüntüle

Bu Blogda Ara

Instagram

Yeni içerikleri e-postayla alın:
Powered by follow.it
  • Ana Sayfa

Mobile Logo Settings

Mobile Logo Settings

onurollstyle

Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates