“GÖRÜNÜR VE GÖRÜNMEZİ AYIRAN MASKE”
Size Latin dilinden neredeyse hiç değişmeden Avrupa dilleri tarafından kabul edilen “kişi” kelimesinin etimolojik kökenini hatırlatmama izin verin. “Persona” kelimesi aslen oyuncunun ‘kişisel’ yüzünü kaplayan maskeye bir atıftır ve maske seyirciye oyuncunun oyundaki rolünü belirtir.
Hanna Arendt, bize dünyanın sahnesinde takmayı seçtiğimiz maskenin bizim nasıl bir insan olduğumuzu belirlediğini hatırlatıyor. Öznelliklerimizi, etik ve politik konumumuzu bu ortak sahne üzerinden tanımlarız. Kendimizi toplum sahnesinde birçok kimlik üzerinden tanıtıyoruz. Dolayısıyla görünürlük alanı, birliktelik ve aynı zamanda farklılık olasılığını temsil ediyor.
Maske her zaman gerçeği taklit etmek için kullanılan bir gizleme aracı olarak görmüştür. Bizi her koşulda kimliği belirsiz kılacak bir şeydir. Ancak, özgünlükten bahsederken, kendi fikrimize sadık kalmayı kastediyorsak, maske bizim hissettiğimizi gerçeğe dönüştürmeyi sağlayacak bir araç haline gelir. Aslında maske, kendimizi istediğimiz gibi göstermemizi ve rol yapmamızı sağlar. Kendi hakkımızda ne paylaşmak istediğimizi ve neyi gizlemek istediğimizi seçebildiğimiz güçlü bir filtre sayesinde, görünürlüğü nasıl kullanacağımızı seçme özgürlüğüne ulaşırız.Görünümün doğasını yansıtan Arendt, maskenin aynı anda hem gösterme hem de gizleme işlevini vurgulamaktadır. Görünen, aslında, hiçbir zaman tam olarak kendisini göstermez. Maske bir formdur. Ve her formda olduğu gibi, onarma, gizleme ve açığa çıkarma gücüne sahip. Aslında maske, içbükey ve dışbükey iki yüzeyden oluşuyor, biri diğerine yalan söylüyor. Birliktelikleri, iç ve dış, varlık ve yokluk, görünüz ve görünmezi bir araya getiriyor.
Hannah Arendt’in ifade ettiği gibi “eşitlikler arasında farklı ve benzersiz bir varlık olarak” yaşamak, görünüşte bizi temsil ediyorsa, maskelerin sihirli özellikleriyle oynamak bir canlı olmanın kreatif köklerini kurtarmak için bir fırsattır.
Çilekli milföy tatlısı sevgililer günü için ne yapsam diye düşünenler için güzel bir hediye!
Sevgilinize kendi yapmış olduğun tatlıyı ikram etmek belkide aşkı anlatmanın güzel yolu.
Hadi o zaman mutfağa ve sevgilinizi biraz şımartmaya dersiniz?
Yapımı basit çilekli milföy tarifi ne hem siz hem de yiyenler bayılacak.
ÇİLEKLİ MİLFÖY TARİFİ
Malzemeler:4 Yaprak Milföy Hamuru
200 gr Çilek
4 adet Yumurta Sarısı
4 çorba Kaşığı Şeker
400 ml Süt
2,5 Çorba Kaşığı Mısır Nişastası
1 Paket Vanilya
Tarif:
Instagram : www.instagram.com/onurollstyle
Facebook : www.facebook.com/onurollstyle
Beni Tanıyın : http://bit.ly/2AvWVRd
--------------------------------------------------------
Tüm Vlog videoları :http://bit.ly/2REc0Kg
Tüm Soru Cevap Videoları : http://bit.ly/2CX6RVF
Tüm Gezi & Tatil Videolarım : http://bit.ly/2scSsyB
Tüm Bakım Videolarım : http://bit.ly/2Re49nt
Tüm Yemek Tarif Videolarım: http://bit.ly/2Rypesa
#onurollstyletv #yemektarifi
Geçtiğimiz yaz yağmurlu bir günde kollarını açmış beni bekleyen Viyana’ya düşürmüştük yolumuzu büyük avrupa seyahatimizde. . .
Roman, Cermen, Rönesans, Gotik, Modern, mimari yapılar nasıl da yan yana güzeller.
Belki de bu güzel sokaklardı beni Roma’dan sonra kendine çeken, belki de hiç değişmemesiydi. . .
17. Yüzyıl ortasındaymış gibi hissediyor insan.
Sarayları, opera salonları ve her daim şık ve nazik insanlarını görünce!
Yani kent yüz yıl önce nasılsa şimdi de aynen öyle.
Bu yüzden seni seviyorum sonradan görme olmayan şehir Viyana!
Viyana Tarihi
Viyana gezi rehberi yazımıza şehrin tarihi hakkında bilgiler vererek başlayalım. Avusturya‘nın başkentinin günümüzde bulunduğu alana ilk yerleşimler M.Ö. 500 yılında Keltler tarafından kurulmuş.
M.Ö. 15 yılında ise bölgeyi hâkimiyeti altında tutan Romalılar, kuzeydeki Alman kabilelerinin saldırıların karşı Vindobona adını verdikleri yerleşimi savunma yapıları ile güçlendirmiş.
976’da Babenberg Hanedanı’ndan I.Leopold’un Bavyera’nın doğu sınırındaki yerleşime yönetici olarak atanması sonucunda Viyana ve Avusturya Kontluğu yükselişe geçmiş. Kont II. Henry’nin 1145 yılında tahtı Aşağı Avusturya’daki Klosterneuburg’dan Viyana’ya taşıması ile bu durum resmiyet kazanmış.
1440 yılına gelindiğinde Habsburg Hanedanı’nın kente gelişi ile birlikte Viyana büyümüş ve sonunda Kutsal Roma İmparatorluğu’nun başkenti haline gelmiş. Bu süreçte kent, imparatorluğun sanat, bilim, müzik ve mutfak kültürü açısından merkezi olarak anılmaya başlanmış.
1485 ve 1490 yıllarında Macarlar tarafından kuşatılan şehir, 16. ve 17. yüzyıllarda kendini Osmanlı’ya karşı savunmak durumunda kalmış. Hatta ikinci kuşatmanın hemen öncesinde yaşanan salgın nedeniyle kent nüfusunun üçte birini kaybetmiş.
Napolyon Savaşları’nın başlarında Avusturya İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilen Viyana, konumunu 1867’de Macaristan ile gerçekleştirilen birleşmenin ardından da korumayı başarmış.
Avrupa’daki politik rolü gittikçe artan kent 1934’teki sivil savaştan 4 yıl sonra Nazi kontrolüne geçerek hem Yahudi nüfusunun tamamına yakınını hem de başkent unvanını kaybetmiş.
1945’te Amerikan, İngiliz, Fransız ve Sovyet ordularının ortak çabası sonucu Nazi işgalinden kurtulan kent, özgürlüğünü 1955’te imzalanan anlaşmayla ilan etmiş.
Nüfus & Toplum
Nüfusu 1 milyon 900 bine yakın olan Viyana’da resmi dil Almanca. Ancak halkın büyük kısmıyla İngilizce konuşarak anlaşabilirsiniz.
Nüfusunun %41’i Katolik olan kentte halkın üçte birine yakın kısmı herhangi bir inanç sistemini benimsememiş. Bu iki grubun ardındansa %11’lik oranla Müslümanlar geliyor.
Ulaşım: Avusturya’nın kuzeydoğusunda yer alan kente ülkemizden seyahat edecekler için en ideal ulaşım şekli, Pegasus ve Türk Hava Yolları’nın düzenlediği direkt uçak seferleri. Eğer Avrupa içerisindeki farklı bir yerden kente gidecekseniz, tren ya da otobüsle ulaşımı da tercih edebilirsiniz.
Viyana’da Gezilecek Yerler
Kültürel zenginliği sayesinde Viyana konuklarına çok sayıda aktiviteyi gerçekleştirebilme özgürlüğü tanıyor. Tabi bu durum doğal olarak ilk defa kente gideceklerin aklını karıştırabiliyor. Eğer siz de Viyana’ya gittiğinizde hangi aktiviteden başlayacağınıza karar veremiyorsanız, şöyle bir sırayı takip edebilirsiniz:
Kentin görkemini yansıtan sarayları gezin.
Müzelerdeki eşsiz koleksiyonları inceleyin.
Mimarisi ile kent dokusunu zenginleştiren kiliseleri ziyaret edin.
Viyana’nın birbirinden güzel caddelerinde yürüyüşe çıkın.
Ulusal Opera Salonu’nda canlı performansları izleyin.
Viyana’ya özgü lezzetlerin tadına bakın.
Donauturm veya Aziz Stefan Katedrali’nden kent manzarasını izleyin
İspanyol Binicilik Okulu’nda Lipizzaner atlarının gösterilerini izleyin.
Eğlenmek için Prater Park’a gidin.
INSTAGRAM'DA BENİ TAKİP ET
onur erol
Erkek Moda ve Lifestyle Blogger, mutfakta harikalar yaratırım, yazarım, çizerim ve resim yaparım,
YOUTUBE KANALIMA ABONE OL
TRANSLATE
Arşive Gözat
Popüler Yayınlar
onurollstyle. Blogger tarafından desteklenmektedir.