Île Saint Honorat




Cote d'Azur seyahatimizin son günü sabahı erkenden kalkıp limana doğru yol alıyoruz. Tarifeli seferler ile Cannes limanından İle Saint Marguerite veya bizim keşfetmek istediğimiz daha küçük ada olan İle Saint Honorat'a yaklaşık 20 dakikalık bir gemi yolculuğu ile varabiliyorsunuz. 
Yolculuk için bilet alırken bize orada ve tek restoran olan  La Tonelle'ye rezervasyon isteyip istemediğimizi soruyorlar fakat biz rezervasyonu kabul etmeyip yolculuğumuza devam etmeye karar veriyoruz.
Bu minik adaya vardığımızda yeşillikler ve alabildiğine büyük palmiyeler selamlıyor bizi patika yolu az yürüyünce kocaman alanda restoran çıkıyor karşımıza biz direk masaya oturmak istiyoruz fakat rezervasyon yaptırmadığımız için bizi başka bir masaya yönlendiriyorlar. Burada önemli olan eğer yolunuz bu adaya düşerse önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var! 
Eğer rezervasyon yaptırmasanızda kaybedecek birşeyiniz yok yine de iyi bir masaya yönlendirdiler. 
Deniz ve ben çok fazla aç olmadığımız için her ikimizde salata siparişi verdik. Benim tercihim Aşşk Kahve'de Paris adında olan Keçi peynirli salata idi. Yemeğimin fotoğrafı burada var eğer çok yemek isterseniz sizi ta St. Honorat adasına yormayacağım Nişantaşı veya Kuruçeşme Aşşk'a uğrayarak bu salatanın tanına bakabilirsiniz. 
Salatalarımızı yeyip üzerine de keyif sigarası yaktıktan sonra sıra geldi yaklaşık 1,5 saatte tüm çevresini dolaşacağımız bu adayı keşfetmeye...
Ada geçmişin mağaralarından, yaban çiçekleriyle kaplı çayırlardan, keşişlerin şarap ürettiği bağlardan, asırlık şapellerin yıkıntılarından oluşuyor. Biz bir taraftan denize girmek için sakin ve fazla kayalık olmayan bir yer ararken bir taraftan da önümüze çıkan bu güzellikler karşısında donup kalıyorduk.
 Yaklaşık bir 20 dakikalık yürüyüşün sonunda kendimize uygun bir yer bulduk.  Restoran çıkışında yan tarafta orada bulunan shoptan yine adada üretilen şaraptan bir şişe almayı ihmal etmedik tabii...
Bulduğumuz saklı koyda oldukça fazla vakit geçirdik belki de en fazla yüzmüş olduğumuz yerde burasıydı fakat bir not eklemek istiyorum. Ada denizinde yüzmeye karar verirseniz dikkat etmeniz gereken önemli nokta deniz böcekleri ve bitkileri olduğunu hatırlatmak isterim. Bu yüzden kıyıda çok fazla oyalanmadan biraz açıklarda yüzmek en sağlıklısı. 
Yüzme faslımızı da bitirdikten sonra adanın çevresini tamamlamaya karar verdik. İç kısımlarda bulunan üzüm bağları gelecek senenin şşarapları olmaya hazırlanırken diğer tarafta karşımıza çıkan kilise ve şapeller bizi hala şaşırtmaya devam ediyordu.
En ilgi çekici bölüm adanın güney tarafındaki ortaçağdan kalma kilise. Gotik cephesi hayalet hikayelerini çağrıştırıyordu.. 
Bir tatil hikayesinin daha sonuna geldik. Umarım yazdıklarımı anlamış ve sizi sıkmamışımdır. Hayatınız her daim keyifli yolculuklarla dolu geçsin.
Sevgiler, 
Onur Erol













































0 YORUM