Herkese merhaba, bir önceki postumda bahsetmiş olduğum gibi Bodrum Cup, Benetton kombinlerim ile karşınızdayım.
Mevsim şartları ülkemizin her köşesinde değişiklik gösteriyor ve bu durumdan ben hiç mi hiç şikayetçi değilim. Çünkü kombinlerimi sıcaklık veya soğukluk durumuna göre ayarlıyorum genelde ve doğuya doğru seyahatlerimde daha sıkı şeyler tercih ederken batı rotamda her daim daha rahat ve mevsimlik parçalar valizimde yer alıyor.
Bodrum'a da giderken aynen öyle yaptım. Denizde olmak orada kalmak için Benetton'dan gündüz ve akşamüstü için kombinler tercih ettim.
Daha dinamik, daha spor ve daha renkli olmayı her daim benimsemişimdir ve Budrum Cup çıkarmamda da bunu yansıtmaya çalıştım.
Sizleri sıcacık fotoğraflarımla başbaşa bırakıp her birinize mükemmel bir hafta sonu diliyorum.
Türkiye’den ayrılmadan bir hafta sonumu Anadolu yakasının en yenisi ve en keyiflisi olan Emaar Square Mall'de geçirmiştim.
Şehir hayatının ve İstanbul'un olmazlarındandır alışveriş merkezleri. . .
Bir alışveriş merkezi ne kadar kapsamlı olursa herkes için o kadar keyifli ve özel oluyordur.
Hafta sonu deneyimlediğim keşfim sonunda anladım ki özellikle Emaar Square Mall alışveriş merkezinin ötesinde bir yaşam alanı oluşturmuş İstanbul için. Hem biz gençler hem de çocuklu aileler için birbirinden farklı ve eğlenceli deneyimler sunuyor. Neden mi?
Hayatımdaki ilk akvaryum gezisini Emaar Square Mall'de deneyimledim ve burada gördüğüm hayvanlardan o kadar etkilendim ve o kadar keyif aldım ki bunu biricik yeğenlerimle paylaşmasam olmazdı. Özellikle penguenlerin yanlarına gidip kız kardeşimi görüntülü arayıp bizim 2 faremiz Ecrin ve Beyza ile bu anı paylaştım.
Onların sevinçleri benimki ile birleşince bir başka mutlu oluyor insan.
Ve tabii ki onlara sadece telefon ekranından göstermekle kalmadık bir sonraki gün onların mutluluğuna mutluluk katmak için kız kardeşim ve eşi güzel bir sürpriz yapmışlar :)
Gelelim o gün neler yaptığıma?
İlk olarak ferah bir alana sahip olan avlusunda keyifle kahvemi yudumladım, ardından alışveriş merkezinin içine dalıp indirimden bulduğum birkaç parça bir şey kaptım.
Bu arada fotoğraflarda da göreceğiniz gibi alışveriş merkezi içinde bazı bölümler o kadar özel olmuş ki! Özellikle tek başına olsam da hiç sıkılmadım çünkü tam yemek yediğim saatte çok güzel bir konsere denk geldim.
Burada her hafta bir konserler oluyor. Birbirinden farklı sanatçılar sahnede yer alırken siz de yemeğinizi yerken veya kahvenizi yudumlayabiliyorsunuz.
Şu anda ise My Childhood in Summer sergisi yer alıyor. Çocukluk anılarınza yolculuk yapmak isterseniz bir göz atın derim.
Ayrıca hatırlatmakta fayda var belirli günlerde de birbirinden farklı etkinlikler ve workshop’ları da @emaarsquaremall'den takip edebilirsiniz.
Buraya ulaşım inanın ki çok kolay arabası olanlar için daha kolay olsa da ben Tarabya'dan buraya gelmem ise sanıldığı kadar zor olmadı Hacıosman metro’su ve sonrasında metrobüs ile yaklaşık 40 dakikaya burada oldum.
Herkese merhaba,
İnstagram'da beni takip edenler biliyor ki haftaya Bodrum'da Yelken yarışları ile başladık.
İlk kez tekne de yaşamanın sevinci gerçekten paha biçilemez üzerine bir de yarışları eklersem duygularıma tercüman olacak birçok kare var.
Deniz'de yaşam sürmek mavinin dilinden anlamak, martılara ve balıklara selam çakmak, gün doğumu ve gün batımını izlemek keyifli yaşamak için en güzel şey değil miydi. . .
İşte hikaye böyle başladı denizde, gözünü açar açmaz alabildiğince güzel mavi karşılıyor seni sonrası ufacık ama yeterli bir odan, minicik bir banyo yeteri kadar yiyecek ve yarış tekneleri arasında seyir.
Era Yat Kulübü tarafından düzenlenen uluslararası deniz festivali ve yelken yarışı The Bodrum Cup, deniz meraklılarına ve profesyonel yat mürettebatına yelkenciği öğretip benimsetmek üzere 1989 yılında başlatılmış ve kesintisiz olarak denize gönül verenler sayesinde bugüne kadar gelmiş.
Koyların ve Denizlerin korunmasına kadar bir çok projeye imza atan bu yarışlarda beni etkileyen gerçekten Özel çocuklarımızın boyadığı numaraları bayraklar bu yarıştaki teknelere renk katmasıydı.
Altta ise paylaşmış olduğum fotoğraflarda bunları görebilirsiniz.
Yarışlar, 17 Ekim Tav Passport Etabı, Kisebükü-Bodrum ile başladı ve sırasıyla Metro Etabı Kisebükü-Bodrum, Anadolu Sigorta Etabı Bodrum-Yalıkavak, Teknogym Yalıkavak-Gümüşlük ile ben sonlandırdım.
Yarın ise Palmarina Bodrum Etabı Gümüşlük-Yalıkavak ile bu güzel yarışlar sona erecek.
105 tekne ve 1500 yelkencinin katıldığı bu yarışlarda birbirinden güzel etkinliklere de dans edip eğlendiğimizi de söyleyip sizi çekmiş olduğum fotoğraflarla baş başa bırakıyorum. İlerleyen günlerde ise bu etkinlikteki Benetton kombinlerim ile karşınızdaolacağım.
Roma denince herkesin aklına muhakkak geçmişten günümüze gelen tarihi yapılar geliyor.
Belki de bu yüzdendir ki dünyadaki en çok turist ağırlayan şehirlerin başında geliyor Roma...
Ama Roma'da sanat sadece müzelerde veya sokakta gördüğümüz ünlü kişilerin eserlerinden ibaret değil.
Birçok İtalyan ve uluslararası sanatçı, son birkaç yılda büyük ve küçük sokak sanat eserlerini, siyah-beyaz ve renkli olarak sokakları kapladılar ve bir zamanlar yarı terk edilmiş sanayi bölgelerini ya da çevredeki mahalleleri gerçek müzelerde dönüştürüp şimdi ise Roma'nın en güzel sokakları haline getirdiler.
Artık galerilerde nadir bulunan bu eserler gökyüzü ile buluşup gezenleri büyülü bir dünyaya kapı aralıyor.
Bir önceki postumda da bahsetmiş olduğum gibi Roma'nın bana göre en güzel bölgesinde ikamet ediyorum.
Nedeni ise benim gibi sanata düşkün olan biri için galiba:)
İşte bu yüzden yaşadığım semt San Lorenzo sokakları Grafiti ile ünlü.
Fakat sadece yaşadığım bölge değil aslında Roma'daki sokak sanatının başlayıp canlanması kentin güneydoğu kesimindeki Quadraro gibi popüler mahalle de tarafından başlıyor ve sırasıyla Ostiense, Testaccio olarak başlayı San Lorenzo'da bitiyor.
Şu ise Roma'nın 150 sokağında 300'den fazla sokak sanatı çalışması var. Bu çalışmalar sadece bu bahsetmiş olduğum yerlerde değil hemen hemen Roma'nın yer yerinde görmek mümkün.
İşte size Roma'daki en iyi duvar resimlerini nerede bulacağınızın cevabı!
Sokak Sanatı için Roma: Nereye Gidilir?
1. Quadraro
Quadraro, Muro projesi sayesinde bir yeniden doğum dönemi geçiriyor. (Museo Urbano Roma), sokak sanatçısı David Daivù Vecchiato'nun yaratılması. Daivù, sokak sanatçıları ve mahalle insanları arasındaki diyalog sayesinde alttan sübvanse edilmeyen bir projedir. Bölgenin sokak sanatı devresi Quadraro-Porta Furba Metro durağında başlıyor ve Via dei Corneli, Via dei Lentuli ve Largo dei Quintili gibi birkaç sokak alanına kadar devam ediyor.
İkinci bölümde, anti-faşist ruhun komşusuna "arı kovanı yuvası" denildiği 1944'deki Quadraro'nun kırığı anısına, Lucamaleonte'nin Yuva Atları'nın en önemli eserlerinden birine rastlıyoruz.
2. Ostiense
Sokak sanatı, yirminci yüzyılın başlarında sanayi Roma'nın öncü bölgesi olan Ostiense'nin yüzünü tamamen değiştirmiş ancak son zamanlarda terk edilmiş bir hal aldı. Ostiense Bölgesi projesi sayesinde, birkaç dünyaca ünlü sanatçı sanayi sonrası endüstriyel atmosferde hayal gücünün verimli bir zemini bulmuş ve Roma'da en büyük sokak sanat eseri yoğunluğunu yaratmıştır.
Duvar resimleri çoğunlukla Piramit ile St Paul arasında Via Ostiense'nin gerisinde ve Via del Gazometro ve Via del Fluviale Limanı gibi bazı yan sokaklarda bulunuyor. Bu şekilde, anti-kapitalist eserleri ile ünlü İtalyan ressamı Blu, şu anda işgal altındaki eski bir askeri mağazada büyük bir eser yarattı: çok renkli yüzlerin gökkuşağına, belki de bölgedeki birçok göçmen için hoş bir mesaj. .
3. Testaccio
Ostiense'den uzak olmayan, Diğer Ekonomi Kenti çevresindeki alan, Ekskavatör ve çevredeki sokaklarda saygı gören sokak sanatı örnekleri barındırıyor.
Bir örnek, Galvani Caddesi'ndeki ROA tarafından bir binanın yan tarafında yaratılan parçadır. 'Jumping Wolf' adlı duvar resmi, her yerde bulunduğu yerlere özgü siyah beyaz hayvanları her zaman boyayan Belçikalı sanatçıya özgü, idealleştirilmeden daha belirgin olan, sofranın "hayvan" biçimini tasvir ediyor. İş, efsanevi Roma sembolü değil, herhangi bir kurt gibi çok fazla olduğu için eleştirilmiş.
4. San Lorenzo
Benim evimin olduğu yer ve Üniversite yakınlığından dolayı bohem atmosferi sayesinde ilçe, Roma sokak sanatının sıcak noktalarından biri olmuştur. Via dei Sabelli'deki Alice Pasquini'nin parçası Roma'daki en güzel duvar resimlerinden biridir: sanatçının rüyası tarzında gerçekleştirilirken, şehirde oynayan ve yaşayan çocukları tasvir eder.
San Lorenzo Gümrüğü önceki sayılarda Ostiense'de düzenlenen Street Art Outdoor Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor. 15 davetkâr sanatçı, eski Gümrük meclisinde kendi eserlerini icra ettiler.
Roma'daki diğer duvar resimleri San Basilio, Tor Pignattara, Tor Marancia ve Prenestina'da bulunabilir.
Daha kapsamlı bir genel bakış için, iPhone ve Android için kullanılabilen Street Art Rome uygulamasını indirebilirsiniz.