Herkese selam, beni instagram'dan takip edenler biliyor ki geçtiğimiz pazartesi günü yolumu yine moda haftası için Milano'ya düşürdüm. Bir kaç defile ve birçok event ziyareti gerçekleştirip sonrasında ise aşık olduğum Roma'ya uğradım. Milano moda haftası incelemelerime sonradan yer vereceğimi şimdiden size söylemek istiyorum fakat öncesinde ilk gün ne giydiğimi paylaşmam gerekiyor sanırsam. :)
Moda haftası kapsamında ve sonrasında kombinlerimi tamamlamamda yardımcı olan öncelikle Deichmann , Claude Bernard, Les Benjamins ve Gentle Monster a ayrıca daha hiç kimsede olmayıp ilk giyenlerden biri olduğum için ayrı bir heyecanlı olduğum sıra dışı kombinleri bana sağlayan LaSalle Collage ailesine çok teşekkür etmek istiyorum.
Sonraki postlarımda kombinlerimin detaylarını anlatacağımdan hiç şüpheniz olmasın hatta yine güzel bir çekilişin süprizini de size şimdiden söylemek istiyorum.
Bodrum sonrası Kastro Tireli bağlarını gezmek hemde 2 günlük çiftlik keyfi için Manisa Akhisar'da aldım.
Bu 2 günlük çiftlik gezisi hem ruhumu hemde bedeni temizledi desem yeridir.. Şehir yaşantısının kaosu ister istemez hepimizin üzerinde kötü bir etki bırakıyor. Durum böyle olunca biraz uzaklaşıp doğa ile baş başa kalmak her zaman iyi bir seçim oluyor. İşte bu bağ gezisi de benim içn tam da böyle bir kaçamaktı...
Doğal yaşama dair her ne varsa karşınıza çıkabileck mükemmel güzellikteki bu yeri gerçekten görmenizi tavsiye ederim.
AKHİSAR
Arkeolojik burgulara göre Akhisar’daki ilk yerleşimler M.Ö. 3000 tarihlerinde olup Anadolu'daki şarapçılığın doğduğu tahmin edilen zamanlara denk gelmektedir. Hititler zamanından beri Akhisar önemli bir ticaret yolu olmuştur. Kuzey Lidya medeniyetinin en önemli merkezi durumunda olan Akhisar (Thyateira) tarih boyunca içlerinde Frigler, Lidyalılar, Romalılar, Persler ve Selçuklular'ın da bulunduğu bir çok medeniyetin hakimiyeti altında kalmıştır. Büyük İskender tarafından da fethedilen Akhisar, Araplarla Bizanslılar arasında birçok savaşa sahne olmuş, XIV. yüzyılda artan Türk etkisiyle Saruhan Beyliği'ne geçmiştir.
Yüzyıllarca şarabın kutsal sayıldığı toplumlara yurt olan Akhisar, bugün Türkiye’nin en büyük üzüm üreticisidir. Osmanlı devrinde gayrımüslim azınlıklar tarafından Akhisar’da icra edilen şarapçılık, Cumhuriyet ile birlikte, azınlıkların bölgeyi terk etmesinden dolayı yok olmaya başlamış ve bağcılık sadece yemelik üzüm yetiştirmeye yönelmiştir. Şaraplık üzüm yetiştiriciliğine uzak olan yerel halk, şaraplık bağları söküp bu alanlarda sofralık üzüm yetiştiriciliği ve tütüncülük yapmaya başlamışlar.
XX. yüzyılın başlarında Akhisar’ın Kayalıoğlu kasabasında kurulan Yahudi ziraat okulunun mahseni de şaraphane olarak kullanılmış. Bu okulun en önemli ilgi alanı bölgede bağ ve şarap uzmanları yetiştirmek olmuş. Ancak, bölgede yaşayan diğer azınlıklarla beraber Yahudiler'in sayısının da azalmasıyla okul şarapla ilgili faaliyetlerine son vermek zorunda kalmıştır.
KASTRO TİRELİ
Kastro Tireli Şarapları ise Kastro Tireli bağlarının tam ortasında, Akhisar ovasına kuşbakışı bakan bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Paslanmaz çelik ve Fransız meşe tanklarla birlikte 55 ton üzüm işleme kapasitesine sahip bir tesis burası, üzümler pompa kullanılmadan salkım ve üzüm seçme bölümünden sonra tanklara, fermantasyon sonrası da fıçılara eğim cazibesi ile doldurululuyor.
Hepinize tekrardan merhaba, geçtiğimiz hafta bloggerları takip edenler bilecek ki sevgili arkadaşım Meriç Küçük yani nam-ı diğer Maritsa'nın düğün merasimi için Bodrum'daydım....
Düğün nasıl geçti diye merak edenler için sadece şunu söylemem gerekiyor hayatımda gördüğüm en güzel gelin ve düğündü desem kafidir heralde!
Düğün bahanesi ile ben de hem Yalıkavak hem de Bodrum'un şöyle bir tadını çıkardım yeridir.
Orada geçirmi olduğum 2 gün içerisinde kadrajıma yakalanan bazı kareleri sizinle burada paylaşmak istiyorum.
Hani özleyenler olur belli mi olur...
İşte size Bodrum Bodrum...